Gazetecilikte “haberi takip” önemlidir..
Daha önce de yazdığım bir konuyu, bugün bir kez daha dile getireceğim..
Gördüğünüz gibi, Antalya caddeleri rengarenk..
Her yer her renkte “onbinlerce” çiçekle donatılmış durumda..
Bu manzaradan hoşlanmamak mümkün değil..
“Bravo” diyorum Mustafa Akaydın’a..
Bu kenti bol bol eğlendirmekle kalmıyor, süsünü de yanında eşantiyon veriyor adeta..
…
Yani, Antalya tam bir “Lale Devri” yaşıyor..
Akaydın seçildiğinden beri..
Neredeyse, ortalama 3 günde bir düzenlenen sazlı-sözlü toplantılar, dans kursları, zeybek havaları, danslı gösteriler, tiyatrolar derken Antalya tam anlamıyla bir “eğlence kenti” olmuştu..
Bir de bu “Antalya renk cümbüşü içinde” olunca..
İster istemez, Osmanlı’nın “Lale Devri” geldi aklıma..
…
Pasarofça Antlaşması ile (1718) Sultan Üçüncü Ahmed Han'ın tahttan indirilmesi (1730) arasındaki dönem, tarihimizin o meşhuuurrr “Lale Devri”dir...
Bu dönemin sadrazamı da Nevşehirli Damat İbrahim Paşa’dır..
Dönem, adını “lale” çiçeğinden almıştır..
Dönemin devlet adamları, (padişah dahil) bahçelerine lale ektirmişler, lale bahçelerinde üzerine mum koyarak zevk için kaplumbağa gezdirmişlerdir..
Bu dönemin en büyük özelliği, “zevk ve sefaya olan düşkünlük”tür..
Divan edebiyatı da divan şairleri de altın devirlerini yaşamışlardır..
Lüks yaşam, eğlence, içkili-sazlı-sözlü toplantılar ve müsriflik..
“Lale Devri”nin en önemli özelliğidir..
…
“Müsriflik” deyince şaşırmayın..
Mustafa Akaydın, bir süre önce Antalya’ya 3 yılda 500 milyon (trilyon) liradan fazla yatırım(!) yaptıklarını söylemiş..
Dönüp şöyle Antalya’ya bir bakmanızı istiyorum..
Hiç 500 milyon lira harcanmış bir kente benziyor mu?
Yeni yollar açılmadı..
Yeni kavşaklar-köprüler yapılmadı..
Yani kentin en önemli sorunu olan “kent içi ulaşım”la ilgili hiçbir şey yapılmadı..
Antalya’yı geleceğe taşıyacak herhangi bir proje yapılmadı, uygulanmadı..
ATSO Başkanı Budak’ın dediği gibi, plan tadilatlarıyla oynana oynana “Antalya’nın çivisi çıktı”..
Antalya’nın geleceği karartıldı..
…
Peki, Akaydın hiç mi bir şey yapmadı?
Elbette yaptı..
40 tane otobüs aldı..
3 tane cadde güzelleştirdi..
3-5 tane cadde asfaltladı..
Yepyeni kaldırımları söktü, yerine farklı renkteki taşları döşedi..
Mevsimine göre onbinlerce çiçek söktü-dikti..
Bunları “hizmet”ten sayıyorsanız (ki sayalım) “yatırım yaptım” dediği paranın onda biri bile tutmaz..
Ama..
“Çevre düzenlemesi ve cadde güzelleştirmesi” ile “eğlenceye-festivale-sohbetlere” çok para harcandı..
Tıpkı Osmanlı’daki “Lale Devri”nde olduğu gibi..
…
Osmanlı’daki “Lale Devri”nin sonunu da söyleyelim..
Belki “birilerine” ders olur..
Lale Devri, 1730’da başlayan Patrona Halil isyanı ile sona erdi..
III. Ahmet tahttan indirildi, yerine I. Mahmut getirildi..
Damat İbrahim Paşa idam edildi..
Köşkler ve saraylar yakıldı, lale bahçeleri yok edildi..
…
Her şeye rağmen, boş verin Osmanlı’yı siz..
Çıkın dışarıya ve Hoca’mızın Antalya’ya kazandırdığı renk cümbüşünü izleyin..
Tıkanan trafikte, pis bir havada, gürültünün göbeğinde..
Bir de şarkı mırıldanın isterseniz:
“Lale devri çocuklarıyız biz, zamanımız geçti..”
Ne keyif ama..
…
İyi haftasonları hepinize..
Trend Haberler

Antalya'da yarın hava nasıl olacak? 1 Ağustos Cuma

Yapımı devam eden kavşaklar için ilk müjde geldi: Kepezüstü kavşağı Perşembe açılıyor

Manavgat'ın lezzetleri tescilleniyor

Gökhan Böcek’ten tehdit mesajı iddiası: Hepinizi yakarım!

Cansel Çevikol istifa etti

Büyükşehir’de soruşturma genişliyor: Bir müdür daha gözaltına alındı