Dün Büyükşehir Belediyesi’ndeki işten çıkarılan emekçilerin durumunu kaleme almış ve bazı yerlere göndermede bulunmuştum.
Ne demiştim onu bir hatırlayalım: “Büyükşehir’de işçi kıyımı ve şiddeti yaşanırken sanki hiç bir şey olmamış gibi 17-22 Aralık’ta Antalya’da düzenlenecek olan Uluslararası İşçi Filmleri Festivali’ne destek vermesini aklım almıyor. Festivalin Antalya Komitesi’nde KESK Şubeler Platformu, DİSK Akdeniz Bölge, Antalya Halkevleri ile birlikte Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin olması anlaşılır gibi değil. KESK, DİSK ve Halkevleri’nin Büyükşehir’e karşı tavır alması gerektiğini düşünüyorum. Olması gereken de bu değil mi?”
Harekete geçmesi gereken DİSK, KESK ve Halkevleri aslında konuya duyarsız kalmamış. Bunu da dün bir dostumdan öğrendim. 3 kurumun direniş çadırı kuran işçiler nedeniyle Büyükşehir Belediyesi’ne rahatsızlıklarını aktarmış ve demişler ki, “Büyükşehir Belediyesi’ni protesto eden işler varken Uluslararası İşçi Filmleri Festivali düzenlememiz etik olmaz. Öncelikle bu sorunu halletmeniz gerekir.”
Özetle, sessiz kaldığını ima eteğim kurumlar olaylara duyarsız kalmamış. Onlara da yakışan buydu. Duyarlıklarından dolayı kendilerini kutluyorum.


Soğuk günleri duygularla ısıtalım

Antalya son yılların en soğuk günlerini yaşıyor.
Kent merkezinde muazzam bir ayaz var.
İlçelerde termometre sıfırın altında, seracılar dondan dolayı panikte.
Evsizler ve sokak hayvanların durumu ise vahim.
Çok zor günler yaşıyorlar. Bundan böyle açlık dışında soğukla da baş etmek zorundalar.
Bu noktada hepimize ‘insan olmanın gereği’ dolayısıyla sorumluluk düşüyor.
Sokaklarda yaşamak durumunda olan vatandaşlarımızı gördüğünüzde, ALO 153’ü arayarak geçici de olsa sıcak bir yuvaya kavuşmalarını sağlayabilirsiniz.
Ayrıca sokak hayvanları için kapılarınızın önüne bir kap su, biraz artık yemek bırakarak hayat kurtarabilirsiniz. Hem artık yemekleriniz çöpe gitmemiş olur hem de bir can kurtarmanın huzurunu duyarsınız.
Bu soğuk günleri sıcak duygularla ısıtalım.