TÜİK’in (Türkiye İstatistik Kurumu) 2025 yılı Nisan ayına ait verilerine göre, Yurt Dışı Üretici Fiyat Endeksi (YD-ÜFE) hem aylık hem yıllık bazda artışını sürdürdü. Bu endeks, yurt dışına mal satan üreticilerin fiyatlarının ne yönde değiştiğini gösteriyor. Yani ihracat yapan üreticilerin maliyetleri artıyor mu, azalıyor mu, bunu anlamamıza yardımcı oluyor. Hem ihracatçı firmalar hem de dış ticaret dengesi açısından önemli bir gösterge olan YD-ÜFE, genel ekonomik eğilimleri de yansıtır nitelikte.
Nisan 2025’te YD-ÜFE bir önceki aya göre %4,41 oranında artış gösterdi. Bu artış, sadece bir ayda üretici maliyetlerinin ne kadar yükseldiğini ortaya koyuyor. Aynı zamanda yılbaşından bu yana, yani 2024 Aralık ayına göre toplamda %13,10’luk bir artış yaşandı. Geçen yılın aynı ayına kıyasla yıllık bazda artış oranı ise %22,92 oldu. Ayrıca, son 12 ayın ortalamasına bakıldığında da fiyatlarda %28,57 oranında artış görülüyor.
Bunları biraz daha sade bir dille anlatmak gerekirse: Üreticiler yurt dışına mal satarken geçen yılın aynı dönemine göre yaklaşık dörtte bir oranında daha yüksek fiyatlardan satış yapıyorlar. Bu durum, maliyetlerin artmasının yanında döviz kurlarındaki oynaklık ve dış piyasadaki koşulların da etkisiyle şekilleniyor.
Bu artışlara rağmen, geçen seneki artış hızının bu yıl azaldığı da göze çarpıyor. 2024 Nisan ayında YD-ÜFE yıllık bazda tam %65,53 artmıştı. Oysa 2025 Nisan’ında bu oran %22,92 ile daha düşük seviyede gerçekleşti. Bu da bize fiyat artışlarının hız kestiğini, yani maliyet baskısının geçen yıl kadar sert olmadığını gösteriyor.
Sanayi sektörleri bazında baktığımızda; madencilik ve taş ocakçılığı sektörü yıllık bazda %19,96, imalat sanayi ise %22,97 oranında arttı. İmalat sektörü Türkiye’nin ihracatında çok büyük bir paya sahip olduğu için bu alandaki fiyat artışları doğrudan dış ticareti etkiliyor.
Ana sanayi gruplarına göre yıllık fiyat değişim oranlarına bakacak olursak:
Ara mallarında %21,15,
Dayanıklı tüketim mallarında %30,42,
Dayanıksız tüketim mallarında %25,64,
Enerji grubunda %11,03 azalış,
Sermaye mallarında %28,07 artış görüldü.
Burada en dikkat çekici nokta enerji grubunda yaşanan %11’lik düşüş. Bu, küresel enerji fiyatlarının Türkiye’ye olumlu yansıdığını gösteriyor. Enerjideki bu düşüş, endeksteki genel artışı yavaşlatan en önemli etkenlerden biri. Diğer taraftan, özellikle dayanıklı tüketim mallarındaki %30’un üzerindeki artış, üretim maliyetlerinin hâlâ ciddi seviyelerde seyrettiğini ortaya koyuyor. Bu grup içinde mobilya, beyaz eşya, otomotiv gibi uzun ömürlü ürünler yer alıyor ve bu sektörler açısından maliyet baskısı devam ediyor.
Aylık bazda da sanayi gruplarındaki artış dikkat çekici seviyelerde. Nisan ayında:
Madencilik ve taş ocakçılığı %2,10,
İmalat sanayi %4,45 oranında arttı.
Ana gruplarda ise:
Ara malları %4,00,
Dayanıklı tüketim malları %7,50,
Dayanıksız tüketim malları %4,93,
Sermaye malları %5,37 oranında artarken,
Enerji fiyatları aylık bazda da %3,76 oranında düştü.
Özellikle dayanıklı tüketim mallarındaki %7,50’lik artış, kısa vadede yüksek maliyet artışlarına işaret ediyor. Bu durum, üreticilerin ihracat fiyatlarını artırmasına neden olabilir. Ancak fiyatların yükselmesi aynı zamanda dış pazarlarda rekabetçiliği azaltabilir.
Sonuç olarak; YD-ÜFE verileri bize, Türkiye’den yurt dışına ürün satan üreticilerin fiyatlarının artmaya devam ettiğini gösteriyor. Artış hızı geçen yıla göre düşmüş olsa da özellikle dayanıklı tüketim ve sermaye mallarındaki yüksek oranlı artışlar, maliyet baskısının sürdüğünü ortaya koyuyor. Enerji fiyatlarının düşmesi sevindirici bir gelişme olsa da genel fiyat baskısı ihracatçılar açısından hala önemli bir sorun olmaya devam ediyor. Bu gelişmeler hem üreticilerin fiyat politikalarını hem de Türkiye’nin dış ticaret dengesini doğrudan etkileyebilir.