8 Haziran’da başlayan Avrupa Futbol Şampiyonası, önceki gün oynanan İspanya-İtalya final maçıyla sona erdi.
Yarı finalde Almanya’yı eleyerek dikkatleri üzerine çeken İtalya’nın finalde sürpriz yapacağını düşünenler yanıldı.
İspanya, 2008’deki Avrupa Futbol Şampiyonası ve 2010 Dünya Kupası’ndan sonra bir kez daha mutlu sona ulaşarak 2012 yılının da en büyüğü olduğunu kanıtladı.
Futbolseverler, Ukrayna ve Polonya’nın ev sahipliğinde yapılan şampiyonada 31 maçta tam 76 gol izleme şansı buldu.
Kuşkusuz turnuvanın en dikkat çekici oyuncusu İtalyanların deneyimli oyuncusu Andrea Pirlo oldu. Turnuva boyunca tam 3 kez maçın adamı seçilen Pirlo, sergilediği futbolla genç oyunculara örnek oldu.
Bu kısa bilgileri verdikten sonra asıl anlatmak istediğim konuya gelmek istiyorum.
Şampiyona boyunca çok küçük çaplı bir iki tatsız olayın dışında önemli bir sorun yaşanmadı.
Futbolseverler, tamamen takımlarını desteklemek için statları doldurdu.
Yenenin yenilene üzüldüğü, yenilenin yenenin sevincine ortak olduğu bir şampiyona izledik.
Taraftarlar zaman zaman yan yana oturarak maçları birlikte izledi. Kavga, küfür, gürültüden de hep uzak durdular. Sandalyeleri kırıp sahaya atmadılar. Futbolun güzel yanını görüp ona göre hareket ettiler.
Final maçındaki sahne aslında bize turnuvanın bir özeti gibiydi. İspanyol futbolcular, kupa töreni esnasında koridor oluşturarak ikincilik kupasını almaya giden İtalyan oyuncuları şampiyon gibi alkışladı. Bu tablo sanırım benim gibi herkesi etkiledi.
Özetle, güzel ve kaliteli bir Avrupa Şampiyonası izledik. Maçlardan çok taraftarların ortaya koyduğu olgunluk dikkat çekti.
Dileğim en ufak tartışmayı kavgaya çeviren Türk futbolseverlerin bu şampiyonadan ders çıkarmaları. Turnuvanın güzel yanlarını örnek alsınlar ve yeni sezona da öyle başlasınlar. Yıllardır kavga ve gürültüyle gündeme gelen Türk futbolu yeni sezona bu kötü huyundan arındırılarak girmesi gerekir. Bunu başarmak sanırım zor olmasa gerek. Yapacağımız tek şey renklere saygı gösterip futbol denilen oyunun 3 ihtimalli olduğunu unutmamak.