Önceki gün bir milletvekili aday adayının danışmanı beni aradı.
Bir haber yapmak istediklerini ve bunun ücretini öğrenmek istediğini aktardı.
Kendisine “Biz gazeteciyiz. Görevimiz kamuoyunu bilgilendirmek. Parayla haber yapmayız. Yapanlara da itibar etmeyiniz” dedim.
Buna rağmen “Olsun biz de gazetenize bir katkı sunmak istiyoruz” diyerek para konusundaki ısrarını sürdürdü.
Aynı cevabımı tekrarladım ve “Vekil aday adayının varsa bir açıklaması yayımlarız. Tabii haber değeri varsa” diyerek teklifini yine geri çevirdim.
Arkadaş bu kez “Peki size nasıl bir katkı sunabiliriz” diye sordu. Ben de kendisine “Bir katkı vermek istiyorsanız gazeteme abone olabilirsiniz. Bir yıllık abone bedeli de 250 TL. Bu arada abone oldunuz diye bizi satın almış olmuyorsunuz. Sizi mutlu etmeyen haberler de çıkabilir” diyerek konuşmayı sonlandırdım.
Bunları niye yazıyorum?
Malum önümüzde bir genel seçim var. Bu tür dönemlerde yeni yeni gazeteler! türer. Biz bunlara “Seçim gazeteleri” diyoruz. Bu tür gazetelerin maalesef para karşılığı haber yaptığını duyuyoruz, biliyoruz. Böyle olunca bizim gibi yıllardır gazetecilik yapmaya çalışanlar da zan altında kalıyor.
Buradan bir kez daha vurgulamak istiyorum. Gazeteci para karşılığı haber yapmaz. Haber değeri gördüğü bir konuyu okuyucuyla paylaşır ve kamuoyunu bilgilendirir. Dolayısıyla siyasetçilerin buna dikkat etmesi gerekir. Bunu yapmayanların ise gerçek gazetecilere söz söyleme hakkı yoktur, olmamalıdır.
Evet, yerel gazeteler kentin kılcal damarları gibidir. Demokrasinin güçlenmesine katkı sunar. Kentin nabzını tutar ve halkı bilgilendirme konusunda önemli bir misyon üstlenirler. Dolayısıyla yokluk içinde var olma savaşı veren o kentin gazetelerine sahip çıkılmalıdır. Bunun da yolu basittir. En önemli katkı aboneliktir. İkincisi ise reklam ilandır. Katkı sunmak isteyenler bunu yapabilir. Ancak yukarıda ifade ettiğim gibi beğenmediği haberler çıktığında da bunu sindirebilmeli.