Televizyonda yine bir reklam izledim, pardon, kamu spotuymuş. Bu kez her türlü hayvana eziyetin suç olduğunu söylüyordu. Bir erkek sesi zarifçe, "Bir tıkla yeter" diyerek inciler saçıyordu. Anlamı şuymuş: Hayvanlara eziyet eden birini görürsen sisteme bir tıkla ihbarda bulun. 

E, peki o zaman “bağzı” belediyelerle başlamaya ne dersiniz “tıkçılar”? Sosyal medyada gördüğümüz videolar var ya, hani “bağzı” tipler hayvan barınağında kedi köpek çeke çeke götürüyorlar ve KATLEDİYORLAR. Hadi bakalım, o tipleri yakalayın da görelim kalibrenizi. 

Şimdi gelelim zurnanın “zart” dediği yere. Kediler ve köpekler oyuncak değildir. Öyle “çocuk oyalansın diye aldık” diyen sosyete boyalıları ve onların evlerinde “koca” diye baktıkları, enseleri vitamin ve çok yemekten kat kat olmuş beyleri... Evcil hayvan böyle sahiplenilmez. Sokaklardaki gariban hayvanların artışında birinci sorumlu sizin gibi tipler! 

Gelelim hayvanseverlere... Onları da sosyetik olanlar ve olmayanlar diye ikiye ayırmak lazım. Zaten herhangi bir nedenle bölünmekte eşsiz bir kabiliyete sahibiz. Sosyetiklere lafım şu: Uluorta her yerde hayvan hakları zırvalarından vazgeçin. Sizi de sokakta terk edilmiş birkaç çoban köpeği kovalasın, ondan sonra konuşabiliyorsanız konuşun da görelim. Sizin gibi boyalı tayfa yüzünden sosyetik olmayan hayvanseverler, hayvan karşıtı tipler tarafından zulme uğruyor. 

Siz lüks ciplerinize binip, elli adet koruma tedbirli şatolarınıza çekilirken, sokakta kedi köpek yavruları “kanun var, kedi köpek katli vaciptir!” diye dolaşan bir sürü itin hedefi oluyor. Mağdur olan yine öğrenciler, emekliler, işçiler, öğretmenler. 

Samimi hayvanseverlere lafım yok. Onlar zaten neyin ne olduğunu biliyor. Ama şimdi “Abi, devlet ne yapsın? Bu hayvanların ülkeye maliyeti şu kadar,” diyen diğer gabiler, sıra sizde. Rakı masalarından ahkâm kesmek kolay. Bir yavru kedi ya da köpek alın elinize; o canlıların gözlerinin içine bakarak onları öldürün de görelim ekonomistliğinizi. 

“Kanun var, hepsini boğazlarım,” diyen angutlar, siz de sıranızı bekleyin. 

Ve, arkadaş, hayvanları dolaştırırken elinizde ya da cebinizde bir torba bulunsun! Tabiata bıraktıklarını bir zahmet toplayın. Beton, yol, kaldırım; özellikle çocukların oynadığı bakımlı çim alanlara... Malum “şey” toplanacak! 

Kedilere sokakta bakanlara lafım yok, iyi iş yapıyorsunuz. Kendi cebinizden hatırı sayılır bir para ayırıp onları doyuruyorsunuz. Ama kardeşim, bunları kısırlaştırmanın da bir yolunu bulun. Kediler senede üç-dört kez doğum yapıyor. Bunun sonu nasıl gelir? 

Haftaya tarihten sözlü var.