Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin yanı sıra 10 ilçeyi AK Parti’ye kaptıran CHP’de sonunda İl Başkanı Devrim Kök sessizliğini bozdu.

Dün basının karşısına geçen Kök, seçimlerin faturasını Bütünşehir Yasası ve Genel Merkez’e çıkardı.
Seçim sürecindeki eksiklerine, çelişkili açıklamalarına hiç değinmedi. Direksiyonda bulunan biri olarak en büyük suçun kendisinde olduğunu bile bile dikkatleri başka yöne çekti.
Kök, basın toplantısında “Göreve geldiğimizde partimiz tamamen içine kapanmıştı. Örgütlü belediyeler arasında kavga gazete sütunlarına yansır vaziyetteydi. Belediye meclis grubumuz ayrışmalara ve tartışmalara sahne olmaktaydı. Göreve geldikten sonra bu kargaşaya son verdik” diye konuştu.
Evet, o dönemde partide çok ciddi huzursuzluk vardı. Neredeyse her kafadan bir ses çıkıyordu. Kimse kimseyi dinlemiyordu. Ancak bugünkü tablo o günlerden çok farklı değil. Hatta daha da kötü diyebiliriz. O gün de kavgalar ve tartışmalar vardı, bugün de. O gün de meclis üyeleri arasında ayrışma vardı, bugün de. Yani anlayacağınız aynı tas aynı hamam.
Seçim öncesi Aksu’ya çıkarma yapan ve oradaki bölge halkını Ankara’ya götüren CHP, burada seçim kazanacağını düşünüyordu. Ben o günlerde CHP’nin Aksu’da hezimete uğrayacağını söyledim. Bunu söylerken bölgenin seçmen profilinin durumunu bilerek söyledim. Bu bölgede yaşayan vatandaşlarımız bütün tartışmalara rağmen gidip sağ partilere oy verir. Sol partilere pek güvenmezler. Kavgaların bitmediği CHP’ye hiç ama hiç inanmazlar. Dolayısıyla CHP’nin Aksu’da dördüncü parti olması kendi adıma söylüyorum sürpriz olmadı.
Kök, kendi istifası için ise çok garip bir savunma yaptı. Kök, “Ben ve yönetimim partimizin Cumhurbaşkanlığı seçimi öncesi kaosa sürüklenmesine izin vermeyeceğiz. Görevi divandan aldık divana teslim ederiz” diyor.
Pes doğrusu. Parti zaten kaosa sürüklendi sürükleneceği kadar. Her gün istifa, her gün huzursuzluk, her gün kavga. Suçlamalar, rüşvet iddiaları, adam kayırma hiç olmadığı kadar tartışır oldu. Kök’ün, eğer partinin kaosa sürüklenmesini istemiyorsa yapacağı en doğru hareket istifasını vermesidir. Bunu yaparsa ne demek istediğimi anlar.