CHP İl Başkanı Devrim Kök –tıpkı Akaydın gibi- “adından söz edilmesi” için elinden geleni yapıyor..

“Takdir edilmek” umurunda bile değil..

“Reklamın iyisi-kötüsü olmaz” deyip, lehinde ya da aleyhinde yazılmasına da konuşulmasına da bayılıyor..

Öyle olmasa..

7 yaşında bir çocuğun bile görebileceği, idrak edebileceği konularda bu kadar “bihabermiş gibi” davranır mı?

Devrim Kök..

İl Başkanı seçilirken, eski genel başkanı ve Antalya milletvekillerini karşısına aldı..

Mustafa Akaydın’ın partililere ve Antalya’ya yaptığı bütün saygısızlıklara sessiz kaldı..

Antalya’da “dengeleyici- barıştırıcı-uzlaştırıcı” olamadı..

Emekten yana olması gereken CHP’nin bir belediye başkanının, aylarca çalışanın maaşını vermeyerek mağdur etmesine aldırmadı..

Esnafın çığlıklarını duymazdan gelip, AVM yapılması için meclis üyelerine baskı yaptı..

Özel bir mülke özel okul yapılması için Pensilvanya’nın talimatları doğrultusunda ortaya getirilen plan tadilatlarına karşı durmadı..

Özellikle “otopark vurgunu” konusunda “kör-sağır ve kollayıcı” oldu..

Yerel seçimler için, “ön seçim yapılmazsa istifa ederim” dedi, sözünü tutmadı..

Tabandan gelen baskılar üzerine bu defa “Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden hemen sonra  istifa edeceğini, genel merkez yapmasa bile Antalya’da kongreye gideceğini” açıkladı, şimdi bundan da vazgeçti..

CHP tabanından gelen büyük tepkilere verdiği cevap ise, tam Allah’lık..

Diyor ki:

“Türkiye genelinde genel merkezimize kurultay çığırtkanlığı yapan ve ne yazık ki, Atatürkçü-Cumhuriyetçi olduğunu iddia eden çevreler tarih önünde hesap verecektir..”

Bu laf kime?

Genel Başkan Yardımcısı Muharrem İnce’ye..

Genel sekreterlik yapmış Prof. Dr. Süheyl Batum’a..

CHP’den Cumhurbaşkanı adaylığı için adı geçen Emine Ülker Tarhan’a..

CHP’deki en “akılcı ses” Şafak Pavey’e..

Deniz Baykal ve 3 Antalya milletvekiline..

Nur Serter ve “çatı aday bozgunu”na bozulan bütün CHP’lilere..

Dikkat..

Devrim Kök Atatürkçü ve Cumhuriyetçi, ama bunlar değil..

Buna inanıyor musunuz?

Bir de gelişmelere bakalım..

CHP ve MHP liderleri ile Devrim Kök gibi askerleri..

9 seçim geçirmiş, her seçimde oyunu arttırmış (dünyada örneği yok) Recep Tayyip Erdoğan’ı “başarısız” buluyor..

Ama..

Türkiye’deki bütün partilerle birleşmesine rağmen Erdoğan’ın Cumhurbaşkanı seçilmesini engelleyemiyor ve buna rağmen “başarılıyız” diyerek bu milletle dalgasını geçiyor..

Üstelik, kendi içlerinden bile bir “aday” çıkartamıyor, Pensilvanya’nın uydusu oluyor..

Daha da ötesi..

Dün Muharrem İnce’nin de dediği gibi; “Türkiye’nin kurucu gücü olan CHP çözüm üretemiyor, umut olamıyor ve Ak Parti’nin oluşturduğu gündemde savrulup gidiyor..”

Şimdi soruyorum:

Tarih önünde kim hesap verecek?

Söz verip tutmayan, milletin zekasıyla-arzusuyla ve duygularıyla dalgasını geçen, muhalefet yapmayı bile beceremeyen “Kemal Kılıçdaroğlu, Devlet Bahçeli ve Devrim Kök gibiler” mi?

Yoksa, “beceremiyorsunuz, bırakın da becerebilecek kişiler gelsin” diyenler mi?

Bence..

“Reklam-popülarite” peşinde koşanlara prim tanımayın artık..

Önümüzdeki seçimde bu “beceriksizlere ve sözünü tutmayanlara” oy vermeyin de derslerini alsınlar..

Yoksa..

Bu gidişle CHP de biter MHP de..

Ve demokrasinin olmazsa olmazlarından “güçlü bir muhalefet, hatta bir iktidar alternatifi” olacak parti kalmaz ortada..

Böylece iktidarı “dikkatli olmaya zorlayacak” etkenler biter, kaos başlar..

Zararını da ülke olarak hep birlikte çekeriz..

Bunu ister misiniz?