Cumhurbaşkanlığı seçimlerinin üzerinden 4 gün geçti.

Tartışmaları ise yavaş yavaş alevlenmeye başladı.

Bu tartışmaların daha uzun süre devam edeceği görülüyor.

CHP’de kılıçlar net olarak çekildi.

Ulusalcı kanat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun istifasını istedi.

Kılıçdaroğlu ise bu isteğe şimdilik kulaklarını tıkadı. Yani kongreye gitme gibi bir niyeti yok.

MHP’de de durum karışık.

Ancak CHP’deki gibi bu huzursuzluk fazla dillendirilemiyor.

12 seçim kaybeden Devlet Bahçeli’nin artık gitmesi gerektiği vurgulanıyor. Bugün bu istek ve arzu belki çok yüksek sesle söylenmiyor. Ancak en kısa zamanda bu seslerin de yükseleceğini görecek gibiyiz.

Aslında iki genel başkan da parti yönetimini beklemeden tabanın isteğine kulak vermesi gerekir. Yani onlarla bu işin yürümeyeceğini bilmeleri gerekir. Aslına bakarsınız bunu biliyor ve görüyorlar. Ancak daha önce de belirttiğim gibi koltuk sıcak geldi.

Cumhurbaşkanlığı seçimlerinden yenilgiyle ayrılan ve bunu başarı olarak göstermeye çalışanlara CHP’li milletvekilleri Emine Ülker Tarhan, Nur Serter ve Süheyl Batum tepki gösterdi. Yukarıda da ifade ettiğim gibi genel başkan Kılıçdaroğlu’nu istifaya davet etmişti. Milletvekillerin bu çıkışına şimdilik tepki vermeyen Kılıçdaroğlu’nu MHP Genel Başkanı Devlet Bahçeli’nin savunmak istemesi ise çok garip. Bahçeli, “CHP’li muhalif vekiller aceleci davrandı” diyor. Bence yanılıyor. Zira kendisi 12, Kılıçdaroğlu ise 5 seçim kaybetti. Dolayısıyla muhalifler geç kalmadı, aksine kendileri istifa etmekte gecikti.

Gelelim Antalya’ya;

CHP Antalya’da da kazan kaynıyor.

Sosyal medya üzerinden savaş başladı.

İl Başkanı Devrim Kök’ü yetersiz bulanlar bir an önce istifasını istiyor.

Daha önce “Cumhurbaşkanı seçimleri bitsin, kongreye gideriz” türünden açıklamalarda bulunan Kök’ün bu sözünde durması gerektiğini vurgulayan muhalifler, aksi takdirde imza toplayacakları tehdidinde bulunuyor.

Özetle, seçim öncesi başarı sözü verenler başarısız olmuştur. Dolayısıyla partinin çıkarını düşünerek hareket etmeliler. Bunun da adı istifadır.