Şükrü Canöz..
Bir TC vatandaşı..
Facebook’ta Levent Kırca ve arkadaşlarının “Atatürk” isimli skecini paylaşmış..
Altına düştüğü nota göre;
Bu skeci seyrederken dili-damağı tutulmuş, söyleyecek söz bulamamış..
Ve bunu izledikten sonra da bir “yeni yıl mesajı” yazmış..
Diyor ki:
“2015 tüm Türk ulusunun yobazlardan kurtulma yılı, CHP’nin iktidar yılı olması dileğiyle kutlu olsun..”
…
Eminim, “aynı temenni”de bulunan yüzbinlerce kişi vardır..
Onlara bir çift lafım elbette olacak..
Ama, önce şu “yobaz”ı bir anlayalım..
…
Yobaz, “dinine körü körüne bağlı ve bu bağlılığını başkalarını rahatsız edecek şekilde ileri götüren, sataşkan, kaba sofu” demektir..
Ancak..
“Yobaz” kelimesi sadece bir kesime hitap etmemelidir..
Çünkü; “sallasan yobaza değer”..
Etraf, “entellektüelim” diye geçinen yobazlar, marjinaller, ateistler, solcular, çağdaş yobazlar vb. ile doludur..
Yobazlık, beyinde çözülmesi gereken bir hadisedir..
Kendine göre etrafındaki insanlarla, konuşmadan, dinlemeden, anlayacak kapasitesi olmamasına rağmen anlamaya bile çalışmadan "yobaz" yaftası yapıştıranlara dikkat edin..
Asıl yobaz, gerici ve kaz kafalı onlardır..
…
Şimdi..
Dünyaya –hala- at gözlükleriyle bakan bu Şükrü Canöz’e ve onun gibi düşünenlere şunu sormak istiyorum:
Hem yobazlardan kurtulmak hem de CHP’nin iktidarını istemek, bir “ÇELİŞKİ” değil midir?
Çevrenize şöyle iyice bir bakın..
Şu anda CHP’den daha “YOBAZ” bir parti görebiliyor musunuz?
“Dini çok iyi kullanan cemaatle işbirliği yapan, onun dümen suyuna giren, onların istediklerini yapan” başka bir parti var mı Türkiye’de?
…
Bir şeyi dilerken, çok iyi düşünün..
Bakarsınız bir gün gerçekleşiverir..
Aman dikkat..
*********
Bir başka vahim mesaj..
Bir başka vahim mesaj..
Ayşenur Arslan..
2015 arifesinde Ulusal TV'de Kilittaşı adlı programa katılan bu gazeteci arkadaşımız, önce AK Partilileri “cahil” olmakla suçladı, sonra da “silahlı mücadele” çağrısı yaptı..
Yani, “yobaz”lığını daha da ileri götürdü ve insanları sokağa dökmeye çalışıyor..
Neymiş?
“Türkiye gibi okur-yazarlığı şüpheli milyonların yaşadığı bir ülkede CHP gibi partilerin iktidara gelmesi çok kolay değil”miş..
“4.5 milyon gazete okuyucusu var”mış ve “bu okuyuculardan AKP'ye oy verdim diyenlerin sayısı sadece 300 bin”miş..
Ben bugüne kadar yapılmış böyle bir istatistik ne gördüm, ne de duydum..
Üfürüyor..
Ötekileştirmekten keyif alıyor..
Yapacağı “silahlı mücadele” çağrısına bu sözlerle zemin hazırlıyor..
…
“Ak Parti’ye oy verenler okumuyor, haber izlemiyor”muş..
“Verilen bir yeşilkart ve verilen bir yardım onları mutlu etmeye yetiyor”muş..
Dikkat edin, bu lafları Türkiye’nin yüzde 50’sine söylüyor..
Birazcık zekası olan biri bile bunu söylemekten kaçınır, utanır..
Ama, bir “gazeteci” söyleyebiliyor..
Çünkü, Arslan Ayşenur vicdanının değil, TÜSİAD’ın sesine kulak veriyor, bambaşka algılar yaratmaya çalışıyor..
…
Daha vahim sözleri de var..
“Artık CHP de öğrenmeliymiş ki, demokrasi denilen şey sadece sandıktan geçmiyor”muş..
Ya nerden geçiyormuş?
Dikkatli okuyun ve CHP’lilerin çekilmek istendiği tehlikeli mecrayı iyi görün..
“Bugün arkasında silahlı bir mücadele ve onun getirdiği bir gözdağı olan Kürt siyasi hareketi AKP iktidarını masaya oturtup bilek güreşine tutuyor”muş..
Bak bak bak…
Bu lafından sonra hemen kıvırtıyor..
“Silahlı mücadeleye başlayalım demiyor”muş, ama “CHP’lilerin silahlı ya da silahsız mücadele etmek, bedelini ödemek ve gericiliğe-faşizme her türlü çağ dışı ideolojiye karşı ödevlerini yapmaları lazım”mış..
…
Demokrasi, “halkın iradesinin yansıdığı sandık” değilse, “silah” mıdır?
“Silahlı ya da silahsız mücadele ile ödevini yapmak” sözündeki bu “ÖDEV” ifadesi ile yapılan çağrı, açıkça milleti “isyana ve silahlı mücadeleye” çağırmaktır..
“CHP’liler bilgili-kültürlü-aydın insanlar”sa ve “yobaz” değllerse..
Umarım, bu sözlerin nereye gittiğini çok iyi idrak edeceklerdir..
…
Bir şeyi söylerken de çok iyi düşünün..
Bakarsınız bir gün gerçekleşiverir..
Aman dikkat..
*********
Şunu herkes kafasına iyi yerleştirmeli:
Şunu herkes kafasına iyi yerleştirmeli:
Demokrasi bir “İKNA” ve “HAZMETME” rejimidir..
Ya bunu kabul edeceksiniz, ya da çıkıp “daha çok demokrasi” diye nutuk atıp “takkiye” yapmayacaksınız..
Anlaşılmayan bir şey var mı?