Usulden ve her yıl yaptığımız bir “envanter” çalışması yapalım ve bakalım geçen yılda kimler maksadına ulaşmış, kimler dökülmüş, hızlı bir sayım döküm yapalım. Her zamanki gibi, önce kazananlar:
Elbette Tayyip Erdoğan
2014 yılının tam sekiz ayını savaş meydanlarında geçirdi! Her cepheden gelen her türlü saldırıyı boşa çıkardı, karşısında kurulan bütün engelleri bertaraf etmeyi başardı  ve Türkiye Cumhuriyeti’nin ilk “seçilmiş” başkanı ünvanını kazandı. “Yılın kazananı” olduğu kesindir. 
Elbette Davutoğlu
Siyasi hayatı boyunca “bir gün ben de başbakan olsam” diye bir hırsa, bir ihtirasa tutulduğunu hiç sanmıyorum. Ama başına geçtiği her işin üstesinden layıkıyla geldiği kesindir.  Siyaset meydanında  bilginin, erdemin, edebin, samimiyetin, çalışkanlığın  ve nasibin de karşılığı olabileceğini ispatladı. Türkiye için büyük kazançtır ve kesinlikle yılın kazananıdır. 
Elbette Menderes Türel
2009 yılında kaybettiği Büyükşehir Belediye Başkanı ünvanını, hem de aynı rakibini yenerek, tekrar geri aldı. Üstelik konjünktürel siyasi koşullar pek de lehine değildi, seçimler yerel seçim olmaktan çıkmış, “ideolojik” bir havaya bürünmüştü. Rakip aday, gittiği her yerde,  yaptığı-yapacağı hizmetleri konuşmak yerine, sürekli ayakkabı kutularından söz ediyordu! Ve Menderes Türel,  karşısında oluşan “çok tuhaf” ittifaka ve koalisyona karşın, yine de, seçimden başarıyla çıkmayı başardı, yılın kazananı olduğu kesindir. 
Elbette Mustafa Köse
Sakin, edepli ve beyefendi vizyonuyla her siyasi cenahta öteden beri takdir edilen Ak Parti İl Başkanı bu genç avukat, 2014’ün hiç kuşkusuz “kazananlar” listesinin ilk sıralarındadır. Kavgasız-gürültüsüz ve uyumlu bir teşkilat yönetimi ortaya koymanın yanı sıra, Büyükşehir Belediyesi’nin kazanılması sürecinde gösterdiği başarılı organizasyonla da dikkati çekti. Ortaya koyduğu bu pozitif tablo, onun yıllarca siyasette ve daha üst makamlarda görev yapmasına yol açmış görünüyor.  Türkiye ve Antalya siyasetinin çok genç yaşta ve iyi yetişmiş bir siyasi aktör kazandığı kesindir. 
Elbette Deniz Baykal
İki yıl önce “yuhalanarak” uğurlandığı CHP Antalya siyasetine eskisinden çok daha güçlü olarak geri döndü.  “Deniz Baykal’ı bitirmek için” siyaset yapanlar, geçen iki yıllık süreçte, bunun imkansız olduğunu gördüler ve belki de kendileri bittiler! Muhtemelen CHP’nin genel politikaları üzerinde de daha etkili olacağı bir dönem başladı. Deniz Bey hayatta olduğu sürece siyasi ikbal bekleyen ve mevcut pozisyonlarını korumaya razı bazı aktörlerin işi çok zor. 
Ve gelelim yılın kaybedenlerine;
Elbette Kılıçdaroğlu ve Sarıgül
2014 yılının 10 Ağustos akşamı Kemal Kılıçdaroğlu dönemi bitmiştir, bir parantezdi ve kapanmıştır. Ve artık Kemal Bey, hakkında yorum yazmaya bile değmez bir siyasi mevtadır! Ama yanında Sarıgül’ü de götürmüş haldedir. Sarıgül, denetleyemediği ihtiraslarının, cahilliğinin ve açgözlülüğünün kurbanı olarak siyasi hayatını noktalamıştır. 
Elbette Akaydın ve Devrim Kök
Tıp Doktoru Mustafa Akaydın’ın siyasi macerası bitmiştir, bir parantezdi ve kapanmıştır, hepsi bu kadar. Yılın açık ara kaybedenidir. Ama yanında Devrim Kök’ü de götürmüş haldedir. Devrim Kök, denetleyemediği ihtiraslarının, cahilliğinin ve açgözlülüğünün kurbanı olarak siyasi hayatını noktalamıştır. (Sarıgül için yazdıklarımın aynısı olmuş, tesadüfe bakar mısınız?) 
Ama ben yine de, “yılın kaybedeni” ünvanlı bu ikilinin, “yılın kazananı” ünvanlı Deniz Baykal’ın makamına gidip, mebus listenin 13. ve 14. sıralarını talep etmelerini öneriyorum. Aylar önce de yazmıştım, şayet Ak Parti ve MHP seçim barajına takılacak olurlarsa, vekil olmaları pek muhtemeldir!