Fırıncı her gün ekmek üretmek zorunda.
Bakkal sabah iş yerini açıp, vatandaşa satması gereken şeyleri satıp, geçimini sağlamak mecburiyetinde.
Hangi kesime hitap ederse etsin, esnaf koyduğu sermayesini satışa sunup, kazandıklarıyla yerine yenilerini koyup, gelirini sağlamak amacında.
Sokaktaki seyyar satıcının derdi de geçim, dilenenin de.
Biz ise fikir üretmek zorundayız.
Yani gazetecilik yapmak.
İşimizi yaparken yapmış olmak için değil, önemli olan adam gibi yapmak.
Kimilerine göre adam gibi yapıyoruzdur, işine gelmeyenlere de yaptığımız uğraşın adı belki de yalakalık veya tetikçilik!.
Ne diyeyim şimdi ben?
Biz gazeteciler durduk yerden kendi kendimize konu üretip, olmadık bir şeyleri ele mi alıyoruz ki?
Yoksa birileri bizi de mi çanakçı görüyor?
Kuyruklarına bastıklarımız tabi ki, “Ciyak, ciyak” bağıracak..
İşlerine gelmeyenler alınacak, gelenler de, “Helal olsun” hitabını belki dışa vurmayabilir ancak, içinden mutlaka, mırıldanacaktır.
Adam olan kendisine yakışanı yapar.
Adam olduğunu sananlar da, sandıklarıyla kalır.
Önemli olan başı dik gezebilmek.
Herkes kendince, “Benim başım dik” savunması yapabilir ne var ki, bu alem kimin başı dik, kimin eğik olduğunu yada olacağını biliyor.
Konuyu nereye getirmek istiyoruz?
Aslında bu yaşamın gerçekleri. Öyle konuyu bir yerlere getirmek gibi derdiniz olamaz.
Dedik ya, “Kişi yada kişiler kendisine yakışanı yapar” diye.
Antalya Büyükşehir Belediyesi’nin son meclis toplantılarında neler oluyor takip eden var mı?
Eminim ki bu kentte yaşayanların yüzde 99’unun umurunda bile değildir.
Tıpkı, “Bana dokunmayan yılan bin yıl yaşasın” misali gibi.
Son gelişmeleri şöyle kendi çapımda bir analiz ediyorum da, bu kente hizmet için seçtiklerimiz ne yazık ki tam tersini yapıyorlar.
Benim buna koyacağım ad, “Sana oy verenlere ihanetinin göstergesidir” olur.
Tabi ki, “Senin fikrin nedir” diye soranlaradır bu cevabım.
Sormayanlara tek kelimem olamaz.
Asli işleri Antalya kenti için fikir üretip, icraat uygulamak olması gerekenler, her meclis toplantılarında hem de bir birleriyle kavga ediyorlar.
“Sizin hiç mi işiniz, gücünüz yok?. Madem ki o kadar kavgacısınız, neden boksörlük, tekvando yada karate sporuyla ilgilenmiyorsunuz” diyen Allahın kulu yok.
Yazık ya.,
Yaşamak ve yaşatmakta olduğunuz bu kente yazık.
Büyükşehir Belediye Başkanı kendisini aday gösteren eski Genel Başkanı ile kavgalı.
İl Başkanıyla kanlı bıçaklı gibi.
Partilisi ilçe belediye başkanlarıyla desen öyle.
Meclis Üyesi partilileriyle boğaz boğaza.
Artık hiç kimse Büyükşehir Belediyesi’nin Tiyatrosuna gitmeye neredeyse ihtiyacı dahi yok.
Çünkü her meclis toplantısında resmen tiyatro oynanıyor ve millet kahkahalarla gülüyor.