Mustafa Reşat Oktay..
Geçtiğimiz dönemde Büyükşehir Meclisi’nin “MHP’li üyesi”ydi..
Ama..
Bir “CHP’li üye” gibi çalıştı..
Bu dönemde “yerini” buldu ve “resmen “CHP’li üye” olarak Büyükşehir Meclisi’nde yerini aldı..
Allah yolunu açık etsin..
…
Eski MHP’li yeni CHP’li meclis üyesi Oktay, “Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel düşmanı” bir yerel gazetenin “balkon sohbeti”ne katılarak, Menderes Türel’e vermiş veriştirmiş..
Bir çeşit “körlerle sağırlar, birbirini ağırlar” sözünü gerçekleştirmişler yani..
Soranlar “çanak” tutmuş, Oktay da “çanağı doldurabilmek” için Türel için demediğini bırakmamış..
Bu arada, “meclisle uyumlu çalış” diyerek hafif tehditlerde de bulunmuş..
Hatta..
MHP’den CHP’ye transfer olduğunu bir an için unutmuş olmalı ki, “üye transfer etmeye kalkma” gibi laflar bile etmiş..
Transferi CHP yaparsa doğru, Ak parti yaparsa yanlış mı oluyor?
…
Mustafa Reşat Oktay’ın söylediği bir söz çok dikkat çekici..
Menderes Türel’i, “meclise siyasi mobbing uygulamakla” suçluyor..
Nedir mobbing?
Türk Dil Kurumu, mobbing kavramının karşılığı olarak “bezdiri” kelimesini belirlemiş..
Bezdiriyi de “İş yerlerinde, okullarda vb. topluluklar içinde belirli bir kişiyi hedef alıp, çalışmalarını sistemli bir biçimde engelleyip huzursuz olmasına yol açarak yıldırma, dışlama, gözden düşürme” olarak tanımlamış..
“Siyasi mobbing” ifadesi de, “siyasilerin, kendilerinden farklı düşüncede olanlara veya daha küçük gruplara yaptıkları mobbing” olarak tarif ediliyor..
Yani..
Türel’i, kendisine Konyaaltı sahili için yetki vermeyen CHP’li ve MHP’li Büyükşehir Meclisi üyelerine “psikolojik baskı” uygulamakla suçluyor..
…
Peki, ne demiş Türel?
“Konyaaltı sahilini halka açıp ücretsiz hizmet verecektim, ama siz bana sahilin Milli Emlak’tan kiralanması için yetki vermemekle Konyaaltı’na ve Antalya’ya ihanet ettiniz..”
Haksız mı?
Sahile giden şezlonga, şemsiyeye, tuvalete, hatta duşa para ödemek zorunda kalıyordu..
Üstelik, kiralanan yerler temizleniyor, halka açık yerler pislikten geçilmiyordu..
Türel, Beachpark dahil 5 kilometrelik sahilin bütününde iyi hizmeti ücretsiz olarak verecekti..
Bunu önlemek “ihanet” değil de nedir?
Birileri “sahili sahipsiz” bırakıyor, onlar haklı..
Birileri “sahile sahip çıkıp halka hizmet etmek” istiyor, o suçlu ve “mobbing” uyguluyor..
Bu nasıl bir kafa, söyler misiniz?
…
Üstelik..
Menderes Türel, Konyaaltı sahili için “proje yarışması” açacağını söyledi..
Bu ne demek?
Bu, “Konyaaltı sahilinin dünyanın en gözde mekanlarından biri olacak” demek..
Hem halka ücretsiz hizmet vereceksiniz..
Hem Milli Emlak’a milyonlarca lira kira ödeyeceksiniz..
Hem de bir yarışma projesini hayata geçireceksiniz..
Bir ilçe belediyesi bu yükün altından kalkabilir mi?
“Siyaset” bunun neresinde?
30 Mart’ta Türel’in seçimi kazanmasını hazmedemeyen muhalefet partileri, “yetki” vermemekle, bu seçimin intikamını almak için “yetki” vermiyor, bu “siyaset” olmuyor..
Ama..
Türel, Konyaaltı sahilini dünyanın en gözde mekanlarından biri yapabilmek için didiniyor, bunu adı “siyaset” oluyor..
Neymiş?
Bu yetki Konyaaltı için verilirse, Türel diğer ilçelerin sahilini de isteyebilirmiş..
Oysa Türel, “böyle bir şey olmayacağını, Konyaaltı merkez ilçe olduğu için böyle bir talepte bulunduğunu” defalarca tekrar etti ve bunların hepsi kayıtlara geçti..
Türel bugüne kadar hangi lafını yedi?
Önceki Başkan’la karıştırdılar herhalde..
…
Mustafa Reşat Oktay’ın derdi “gündem yaratmak” olabilir..
“Transfer” konusunda söyleyeceğim daha çok şey var, ama burası yeri değil..
Şu an önemli olan, turizm sezonu başladığı halde sahipsiz bırakılan bir sahil..
Türel önceki gün, “Encümen” yetkisiyle sahili sahipsiz bırakmayacağını açıkladı..
Muhalefet bunu da önlemeye çalışmaz umarım..
Bakalım Antalya’yı ne kadar seviyorlar..
…
“Bozacı-şıracı” misali “balkon konuşmaları”yla hizmet üretilemiyor, Oktay bunu anlamalı biraz..