Antalya’nın dikkat çeken gazetelerinden Gazete Bir’in geçen hafta gündeme getirdiği Kaleiçi’ndeki olaylar günlerdir tartışılıyor.
Antalya’nın adeta kalbi sayılan bölgede aleni yaşanan uyuşturucu partileri ve seks görüntüleri başta emniyet olmak üzere yetkili kurum ve kuruluşları harekete geçirdi.
Yani yaraya parmak basıldı.
Biz gazeteciler de günlerdir bu konuyu köşelerimizde yazıyoruz, çiziyoruz.
Kimimiz haberin veriliş şeklini eleştiriyor, kimimiz haberi. Kimimiz savunuyoruz, destekliyoruz, üstüne gidilmesini istiyoruz. Özetle fikir ayrılıkları yaşıyoruz. Bu bile haberin aslında amacına ulaştığını bize gösteriyor. Ancak meslektaşlarımıza buradan bir çağrı yapmak istiyorum. Hepimiz yazacağımızı yazdık. Bundan sonrasını kamuoyuna bırakalım. Biz yine kaldığımız yerden, yani kent yararı için haber yapmaya devam edelim. Bundan sonraki tartışmalar yarar değil zarar getirir.
Gelelim bugün yazmak istediklerime.
İnanın şu sıralar televizyon izlemek istemiyorum.
Gazete okumak içimden gelmiyor.
Müzik dinlemek aklımdan geçmiyor.
Sosyal medyadan uzak kalmak istiyorum.
Kısacası kitle iletişim araçlarına kapıları kapatmayı düşünüyorum.
Bununda nedeni son dönemlerde yaşanan üzücü olaylar.
Her yerde ölüm…
Her yerde kan…
Her yerde gözyaşı…
Her yede nefret dili…
Ölümlere sevinenimiz var.
Rant devşirenler var.
Her ölüm sonrası ‘ama’ ile başlayan sözcüklerle kalbimiz karardı.
Bize ne oldu böyle?
Ne olacak bizim sonumuz?
İşte bunları duymamak için yukarıda ifade ettiğim kitle iletişim araçlarından uzak kalmak istiyorum.
Ama uzak kalmak da maalesef mümkün değil.
Biz gazeteciler yaşanan olayları ve gelişmeleri takip etmek zorundayız. Zira size en sağlıklı haberleri aktarmak için bunu yapmalıyız. Ayrıca sessiz ve duyarsız kalmamak gibi bir misyonumuz da var. Yani size doğru haberi verirken yangına körükle gitmekten uzak durmalıyız. Ama öyle mi? Maalesef medya da son dönemlerde keskinleşti. Birbirini hedef göstermeye başladı. Deyim yerindeyse iç huzuru bozmak için adeta birbiriyle yarışa girdiler.
İşte yaşanan bu tablo maalesef Türkiye’ye kaybettiriyor. Bu yanlışı görmemiz dileğiyle mutlu olun.