Değerli okurlar..
Size bugün bir masal anlatarak yazıya başlayayım mı!..
Türkiye’nin dünya kenti Antalya’da siyasetçilik yapan birisi, kendisini gündemde tutabileceği her türlü siyasi konudan mahrum kalmış. Ama gündemde olmamak onu hayli asabi yapmış. Eski gazeteleri şöyle bir taramış, gözüne, “Çıralı’da baş gösteren olay” takılmış. Ama o konuda en küçük bir bilgi sahibi değil.
Ne yapması gerekiyor?
Tabi ki danışmanını yanına çağırarak, “Bana bu konuda bilgi topla” talimatı vermiş. Danışman birkaç gazeteciyi telefonla arayıp, Çıralı konusunda bilgi toplama çabasına girmiş. Akşam saatlerinde topladıkları bilgiyi, il başkanına vermiş. İl başkanı hemen sekreterine talimat verip, bir gün sonra basın toplantısı yapacağı haberini salmış. Ve basın toplantısını gerçekleştirip, “Çıralı’daki rant tahsisi” başlığını koyup, başlamış basın mensuplarının karşısında ahkam kesmeye.
Nasıl uykunuz geldi mi?
Satırları okurken, yüz ifadelerini az çok gözümde canlandırabiliyorum.
Ben bu olayı duyunca, kahkahalarla güldüm.
Güldüm, gülmesine de, aynı zamanda düşündüm.
İşin şakası bir yana, CHP İl Başkanı Özer Ülken’in bunu yaptığını duyunca, kendi partililerin bile güldüğüne bizzat şahit oldum.
Ben mi gülmeyeceğim?
Ayrıca beni Çıralı’daki rantlı tahsis, mahsis ilgilendirmiyor!..
“Sen gazetecisin ve rant bir gazeteciyi nasıl ilgilendirmez” denecektir.
Yıllardır her ballı olayın karşısında olduk, bunu tekrarlamaya gerek bile duymuyoruz. Kaldı ki, sen ana muhalefet partisinin il başkanı olacaksın. Danışmanına kulaktan dolma bilgiler toplatıp, sanki o konuda çok bilgiliymişsin gibi basın mensuplarının karşısına çıkıp, sırf aynı gün akşam TV ekranlarında, bir gün sonra da gazete sayfalarında yer alabilmek adına, ahkam keseceksin.
Yok böyle bir tarz.
Ama Özer Ülken ise var.
Antalya'nın bir stadı bile yok.
Antalya’nın, Kapalı ve AçıkYüzme Havuzu yok.
İl Özel İdaresi binası yıkılamadı.
Eski otogar iş merkezi bitirilemedi.
Belediye ek hizmet binası yerinde patinaj yapıyor.
Şehir içi ulaşım sorunu çözülemedi. Tam aksine tabiri caizse arap saçına döndü.
Güneş ev projesi tam bir muamma. Masraf edildiğiyle kaldı.
Doğugarajı çukurları kapanmadı.
Şehir merkezinde yıkılan okullar bölgesi bomboş duruyor.
Antalya, her geçen gün artan betonlaşmaya, katledilen ormanlarına, azalan portakal bahçelerine, kuruyan derelerine, çiçeksiz cadde ve sokaklarına rağmen, Antalya Türkiye’nin yaşanabilir 2’nci kenti konumunda!..
Bu konular CHP İl Başkanı’nı hiç mi ilgilendirmiyor da, bilgi ve birikimi olmadığı konuları kulaktan dolma bilgilerle ele alıp, gündemde kalma yolunu seçme gereği duyuyor?
Haydi bunu geçtik.
Aynı basın toplantısında CHP İl Başkanı Ülken, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın göreve geldi geleli çalışmayan üst geçidin sırf çalışmasını sağlayabilmek adına bıkıp usanmadan yıllardır tepki üzerine tepki koyan Etiler Mahallesi muhtarına tehdit vari bir göndermede bulunuyor.
Ülken, Etiler Mahallesi muhtarı Mehmet Öztürk'ün eyleminde cansız mankenlerin birine Kemal Kılıçdaroğlu adının verilmesini yakışıksız buluyor. Ve şöyle diyor: “Muhtar kendine dikkat etsin. Yaptığı çok ayıp terbiyesizce bir davranış.”
Bir basın mensubunun, ‘Diğer cansız mankene Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın'ın isminin verilmesini olumlu mu karşılıyorsunuz?’ sorusuna ‘Hayır siz söylediğimi yanlış anladınız. Ben öyle demek istemedim’ karşılığını veriyor.
E sizde anlasanız ya.
Başkan öyle demek istemiş!.
Peki ne demek istemiş?
Çözebilen varsa biri bize de anlatsın.