12 Eylül’de Antalya Müzesi ile Dev Akvaryum’u karşılaştırmış ve bazı istatistiki bilgiler aktarmıştım.
Müze ve ören yerlerine 8 aylık dönemde 2 milyon 108 bin, henüz açılalı bir yıl bile olmayan Konyaaltı’ndaki Dev Akvaryum’a ise aynı dönemde bir milyon kişinin ziyaret ettiğini yazmıştım.
Bunun da anlayış farkından kaynakladığını, devlet kurumlarının özel sektöre göre yeterli çabayı göstermediğini belirtmiştim.
Antalya Valisi Sebahattin Öztürk önceki gün beni destekler bir açıklama yaptı. ATSO Ekim ayı meclis toplantısına katılan Vali Öztürk, “Türkiye’de 81 il var ve bu illerin de birer turizm müdürlükleri var. Antalya’nın da bir turizm müdürlüğü var. Fakat diğer illerden hiç farkı yok. Şırnak’taki turizm müdürlüğü aşağı yukarı buraya benziyor” dedi.
Vali Öztürk haksız mı?
Turizm başkenti olarak övüneceksin, yılda 11 milyona yakın turist ağırlamakla kasılacaksın ancak turistin bilgi alabileceği yeterli ofis bulundurmayacaksın. Yok böyle bir şey. Bu eşyanın tabiatına aykırı.
Vali Öztürk’ün ifade ettiği gibi Antalya’nın kesinlikle ayrıca bir donanıma, yapılmaya ihtiyacı var. Dünyanın tanıdığı ve Türkiye ekonomisine büyük katkı sağlayan Antalya’ya bunlar fazla görülmemeli.

+++++++++

Cami değil okul yaptırın

Başbakan Yardımcısı ve Hükümet Sözcüsü Bülent Arınç’a sempatiyle bakan biriyim. Kendisini insancıl buluyorum. Ölçülü beyanatlar veriyor. Tahrik edici değil yapıcı konuşmalarda bulunuyor. Duygusal biri. Bazı olaylar karşısında gözyaşlarına hakim olamaması da bundan kaynaklı.
Arınç’ın önceki gün yaptığı bir açıklama kendisine biraz daha sempatiyle yaklaşmama neden oldu. Arınç diyor ki, “Türkiye’de artık cami değil eğitim kurumları yapılmalı.” Bu görüşe yüzde yüz katılıyorum. Zira ülkemizde bana göre yeteri kadar cami ve kuran kursu mevcut. Eğitim kurumları ise yetersiz. Dolayısıyla okul yapılması mantıklı olandır.
Eğitime katkının, geleceğe, gençlere katkı, ülkeye yapılacak en büyük, en hayırlı işler olduğu da unutulmamalı.