Bazı cümleler vardır, söylenir söylenmez yeryüzünün damarlarına işler. İşte, “Daha güzel bir dünya mümkündür” onlardan biridir. Bu cümle, yorgun bir çağın, umutsuzlukla örülmüş gündelik hayhuyun içinden süzülerek gelen bir ışıktır biz insanlar için. Duyulduğu anda bir kapı aralanır insanın içinde; karanlıktan feraha açılan, korkudan umuda varan bir kapı. Bu kapıyı açık tutmak biz insanlara bağlıdır.
İnsan, kendine ve yaşadığı dünyaya karşı daima sorumludur. Her bir birey, bu devasa hayatın küçük ama vazgeçilmez bir parçasıdır. Ellerimizle kirlettiğimiz toprak, dillerimizle kırdığımız kalpler, göz yumduğumuz adaletsizlikler ve suskunlukla onayladığımız kötülükler… Hepsi ama hepsi dağ dağ birikir. Ama aynı şekilde, sarıp sarmaladığımız iyilikler, hiç tanımadığımız birinin yüzünde sebep olduğumuz bir tebessüm, paylaşmaktan çekinmediğimiz bir lokma da birikir. Ve dünya, bütün bu birikimlerin toplamıdır. Dünya biz insanlarız.
Bazen bir savaşın haberini dinlerken, bazen bir çocuğun gözlerinde yoksulluğun izlerini seyrederken yakalarız kendimizi: “Bu böyle gitmemeli” deriz. Ve işte o an, insaniyetimizin sesi konuşur içimizde. Vicdan, en sessiz anlarımızda bile konuşmaya devam eder. “Değişmeli” der, “Daha iyisi mümkün.” Ve bu mümkün olan, bizim ellerimizdedir.
Daha yaşanılır bir hayat, sadece büyük devrimlerle değil, küçük kararlarla da inşa edilir. Bir çöpü yerden almakla başlar bazen, bazen bir selamla, bazen bir susuşla... Kimi zaman bir çığlık olur adalet adına, kimi zaman sessizce büyüyen bir merhamet damlası. Hayatı iyilikle dokuyanlar, dünyanın çehresini değiştirir. Çünkü iyilik bulaşıcıdır. İçten gelen bir gülümseme bile zincirleme bir güzellik başlatabilir ve her insanı sarabilir.
Savaşlar, hırslarla, ihtiraslarla, “ben”le başlar. Barış ise “biz”le mümkündür. İnsanlık, ortak bir evde yaşıyor olmanın farkına vardığında; sınırların, kimliklerin, inançların ötesine geçip kalpten kalbe bir köprü kurduğunda, gerçek bir dönüşüm başlar. Ve bu dönüşüm, yalnızca siyasetle, ekonomiyle, büyük sözlerle değil; her bireyin kendi kalbinde attığı küçük adımlarla olur. Sorumluluk, yalnızca büyük koltukların değil, sıradan insanların yüreğindedir. İnsan sorumluluk aldıkça dünya güzel bir hâl alır.
İyi kalmak zordur bu çağda. Dünya yanarken kalbini serin tutmak, haksızlık diz boyuyken adil kalmak, hoyratlık çağında nazik olmak, çok zordur. Ancak imkânsız değildir. Ve belki de en büyük devrim, bu zor olanı seçmektir. Çünkü hayat, iyi kalmakla güzelleşir. Ve ancak iyilikle bezenmiş bir hayat, gerçek bir “yaşam”a dönüşür.
Yeryüzü, bir coğrafyadan ibaret değildir; yeryüzü, insanın insanla kurduğu ilişkinin açık adresidir. Eğer o ilişki sevgiyle, anlayışla, empatiyle örülürse, dünya yalnızca dönmekle kalmaz, yaşanılır da olur.
Evet, daha güzel bir dünya mümkündür.
Ve bu mümkünlük, biz insanların ellerindedir. Ellerimizi tüm gücümüzle insanlık için kullanalım lütfen.
DAHA GÜZEL BİR DÜNYA MÜMKÜNDÜR
Mehmet Selim ÇİÇEK
Yorumlar