Evlilik, insanlık tarihi kadar eski dini ve yerel bir kültürel davranıştır. İnsanoğlunun üremesi, hayatta bazı mutlulukları yaşaması, kendine benzeyen ama içeriği başka olan bir canlı olan insanla hayatı daha kolay yaşaması için bu kurum oluşturuldu.

Allah’ın insanoğlu için evlilikten muradını Rum Suresi 30/21. Ayette:

“Hutbemi başta okuduğum ayet mealiyle bitirmek istiyorum: “Kendileriyle huzur bulasınız diye size kendi (cinsi)nizden eşler yaratması ve aranıza bir sevgi ve merhamet vermesi de O’nun (varlığının ve kudretinin) delillerindendir.” buyurdu.

Yani huzur diye bir nimeti hedef göstermiş insana. Huzur; mutluluk ve neşe enerjisinin insandaki karşılığı. Bu enerjiyi üretebilme yetisini de ayette belirtmiş; sevgi ve merhamet.

Bu ikisinin doğal tanımını ve uygulamasını bilen insanlar eşleriyle huzurlu yaşayabiliyorlar. Bilemeyenler ise bu kurumu ve birlikteliği anlaması imkânsız bir şekle sokuyorlar.

Bu sebepten dolayı hakiki sevgi ve merhameti tadabilmek için teori ve pratik eğitim şarttır.

İnsanlık tarihinin en hızlı ve acımasız devrimi olan internet teknolojileri devrimi insanoğlundaki bütün insancıl duygu ve uygulamaları yok edici bir ideoloji geliştirdi. 2000 yılından sonra katlanarak artan etkiyle insanlığı yaşayan ve gezen mahkûma çeviren internet, savunması çok güç çeşitliliği ile insanı insanlıktan çıkarmaya başladı.

Bu arada interneti ve teknolojilerini bilinçli kullananları ayrı kategoride değerlendiriyorum. Onlar bilinçli kullanıcılar. İşaret ettiğim kitle internet aracılığı ile kullanılan insanlar.

Bilinçsiz kullanıcıların bir grubu da evlilik düşünen ve evlenen gençlerimiz. Bu kurumu bir tüketim ve moda aracına dönüştürerek evliliğin gerçek maksadından uzaklaşması süreci interneti kullanana çıkarcı gurup ve organizatörler aracılığı ile mümkün oldu.

Allah’ın emri, Peygamberin kavli ile başlayan evlilik sürecinde bir daha Allah’ın emri ve Peygamberimizin kavlini görmek neredeyse imkânsız hale gelmiştir.

Evlenmek, adı üstünde ev sahibi olmak demek. Bir eşle birlikte bu hayatı yaşamak demek. Bu niyetin duyurulması hadisesi kültürel bir içeriktir. İşte bu kültürel bölüm işkal altına girmiştir. Her şey ya bir şov- gösteriye dönüyor ya da parasal harcaması yüksek bir çarkın içine sokuyor tarafları.

Eksiksiz bir ev, çoğunlukla pazarlık usulü belirlenen altın takılar, büyük ve gösterişli düğün salonu, Yemek ikramı, dijital çekim ekibi ki evlenenler kendilerini filmin fragmanında zannederek birkaç saat eylenmek isteyen gençler.

Halbuki gençlerin düğününe eş, dost, akraba ve komşular gelmişti. Yardım amaçlı parada hediye etmişlerdi ama o paraları öncelikle bekleyenler vardı ve hemen tahsilatı yaptıklarında filim de bitmiş olacaktı.

Perde kapandıktan sonra hayatın asıl gerçekleriyle yüzleşen gençler en çok özendikleri şey sadece bir videoya ve bir albüme sığmıştı. Halbuki davetlilerden gelen hediyeler gençlerin ömürlük ihtiyaçları için kullanılabilseydi onların bir kısım dünyalık problemlerle boğuşarak harcadıkları enerji onlara mutluluk üretmek için sermaye olacaktı.

Bugünün evliliklerinin büyük bir kısmı birkaç saatlik pahalı bir gösteriye kurban edilmektedir.

YAZIK HEM DE ÇOK YAZIK.

Boşa giden maddiyata mı yanarsın, hayal kırıklığına uğrayan duygulara mı yanarsın, kaybolan güvene mi yanarsın, belki de huzur ve sevgi denen lezzeti hiç tadamayacak olmalarına mıyanarsın!

Birilerinin bu gidişe dur demesi lazım artık. Bir yerden başlanmalı daha bilinçli ve doğru yöntemleri bulup uygulamaya. Yoksa çok geç olacak toparlanmak için.

Rabbimiz bizlere hayırlı uyanıklıklar versin Allah’a emanet olunuz.