Aldığımız sebze ve meyveler ne derece güvenilir? Kullanılan ziraai tarım ilaçlarının miktarını biliyor muyuz? Lüks bir restorana gittiğimizde ne derece hijyenik koşullarda hizmet edildiğini hiç merak ediyor muyuz? Bunları bilmemize imkan yok. Hatırlarsanız birkaç kış önce Tekirdağ ve İstanbul’da ıspanaktan zehirlenmeler gerçekleşmişti. Hastanede vakalar ve şikayetler çoğalınca Tarım ve Orman Bakanlığı ve Sağlık Bakanlığı olaya el atmış, yapılan çalışmalar sonucunda zehirlenmenin ıspanaktan olmadığı, yabani ottan kaynaklandığını ifade etmişlerdi. Çiğ olarak tüketilen sebze ve meyveleri yeterince iyi yıkayamamak ya da gıdaları gereken koşullarda saklayamamak da gıda ürünlerinde bakteri üremesine ve bu bakterilerin hızla çoğalmasına neden olabiliyor.
Gıda maddesinin cinsine bağlı olarak değişse de bu zararların sebebini gıdayı yanlış ısıda saklamak, saklarken ısı değişikliklerine maruz bırakmak, açıkta bekleterek bakteri oluşumunu hızlandırmak olarak özetleyebiliriz. Örneğin; derin dondurucudan çıkardığımız eti oda sıcaklığında çözdükten sonra tekrar derin dondurucuya koymak yaptığımız en yaygın hatalardan biridir. Bize düşen, sadece ucuz olduğu için, güvenmediğimiz yerlerden gıda almamak ve kendimize düşen hijyen şartlarını yerine getirmektir. Fatih’te gıda zehirlenmesi şüphesiyle vefat eden 2 çocuğun annesi de hayatını kaybetti. Ailenin 11 Kasım’da Ortaköy’de yemek yedikleri belirlenen restoran mühürlendi.
Prof. Dr. Moleküler Biyoloji ve Psikogenetik Uzmanı Kaan Yılancıoğlu, son günlerde yaşanan gıda zehirlenmeleri hakkında
“Sokaktan NE YENMEZ” başlığı altında açıklamalarda bulunarak; hijyenin, bakteriyel yük toksininin ve mide fesadının enfeksiyon riski doğurduğunu, bunun da ölüme kadar götüren sonuçlar ortaya çıkardığını belirtti. Yılancıoğlu’na göre açıkta satılan midyede kum, bakteri, ağır metal olduğu için en çok zehirlenme buradan çıkmakta. Ayrıca açıkta dökülen kokoreç, ciğer gibi et ürünlerinde sıcaklık kontrolü yoksa salmonellaya ve kampilobaktere davetiye çıkarmakta.
Açık tezgahta kesilmiş meyvelerde tahtadan, sudan geçen bakteriler var. Açıkta kalan soslar (mayonez, ketçap, yoğurt sos vb.) ısınmış sos toksini üreten bakteriler doğuruyor. Açıkta bekleyen balık ekmek de riskli çünkü balık, sıcak havada histamin zehirlenmesi riski üretiyor. Açıkta kızartılan patates, börek ise yağın kaçıncı kez kullanıldığı meçhul olduğundan oksitlenmiş yağ ve trans yağ yükü. Dumanı üzerinde olmayan döner, alt tabakadaki etler ısınmamışsa riskli. Yıkanmamış yeşilliklerin kullanıldığı tost, sandviç, salata parazit riski taşıyor. İlgili ürünler yıkanmışsa dahi, su kaynağı şüpheliyse parazit riski devam ediyor. Açıkta satılan sütlü tatlılar da riskli çünkü sütlü ürünlerde sıcak hava ve zaman gıda zehirlenmesinin kralı. Yılancıoğlu, kimliği belirsiz şerbetli tatlılardan da uzak durulmasını çünkü saatlerce dışarıda maya ve bakterinin mis gibi ürediğini, en sevdikleri ortamın bu olduğunu belirtti.
Son 1 haftada yaşanan zehirlenme vakalarına gelince; Karabük’te döner yiyen 28 öğrenci zehirlendi. Rize’de bir mevlitte tavuk tüketen 94 kişi zehirlendi. Bursa’da tavuk-pilavdan 11 tarım işçisi zehirlendi.
Kayseri’de sucuk yiyen 80 öğrenci rahatsızlandı. Samsun’da hamburger yiyen 5 öğrenci hastaneye kaldırıldı.
Aslına bakarsanız göz ardı edilmemesi gereken başka besin zehirlenmeleri de ağır metaller vasıtasıyla olur. Besinlerin pişirildiği ve saklandığı kaplar; bakır, çinko, kadmiyum vb. metaller içeriyorsa, asidik yiyecekler bu metallerin bir kısmının besine geçmesine neden olur. Karın ağrısı, bulantı, kusma, ağızda metalik tat ile seyrederek kendiliğinden geçen zehirlenmelere yol açar.
Televizyonlarda ve gazetelerde sık sık rastladığımız “Rusya’nın zirai ilaç kalıntısı var diye şu kadar sebzeyi ya da meyveyi geri gönderdik” haberlerinden anlarız ki üreticinin ziraai ilacını kullanma şekli insan sağlığına zarar verecek bir biçimdeymiş. Gerek üreticinin tarım ilacı kullanma konusunda bilinçlendirilmesi, gerek bu sürecin denetlenmesi, gerekse ürünün hasattan sonra ciddi laboratuvar kontrolünden geçirilmesinin elzem olduğu bir gerçek. Elimizden geldiği kadar dikkatli olalım. Çünkü üzülerek size yukarıda da bahsettiğim bir haberi hatırlatmak istiyorum: Almanya’dan Türkiye’ye tatile gelen, bu tatil sırasında da zehirlenerek öldüğü düşünülen, ikisi çocuk olmak üzere bir aile yakın tarihlerde, üçü ölerek ve biri entübe edilerek yok oldu. İhmaller, koskoca bir aileyi yaşamdan kopardı. Yemek ve içmek kaçınılmaz bir ihtiyaç ancak yaşamak için tükettiğimiz şeylerin bizi yaşamdan koparmasına izin vermemek için önce üreticilerden tedbirli olmasını rica ediyorum. Sağlıkla kalınız!