Gazeteci, siyasetçi, akademisyen, öğrenci ve işadamlarından oluşan Keşif Ekibi, rotasını bu kez Van'a çevirdi.
Gittiği yerlerin tarihi ve doğa güzelliklerini gün yüzüne çıkaran ekip, deyim yerindeyse Van gezisiyle Doğu ve Batı'yı yakınlaştırdı. Benim de içinde yer aldığım grup, daha Van'a ayak basar basmaz çok sıcak karşılandı. Bizi Antalya-Finikeli olan Vali Yardımcısı Atay Uslu karşıladı. Birlikte Van'ın dünyaca ünlü kahvaltısını yedik, sohbet ettik. Sonra soluğu Kedi Evi'nde aldık. Ünü tüm dünyaya yayılmış olan ve nesli risk altında olan kediler Yüzüncü Yıl Üniversitesi tarafından koruma altına alınmış.
Sonrasında Van’ın caddeleri ve sokaklarını dolaştık. 2011 yılının Ekim ve Kasım aylarında iki büyük deprem yaşamış olan kentin çok çabuk ayağa kalktığına tanıklık ettik. Hasarlı binalar yıkılıp yerine yenileri yapılmış. 644 kişinin hayatını kaybettiği depremlerde arama kurtarma çalışmaları uluslararası standartların üzerinde gerçekleşmiş. 40 köyün haritadan silindiği depremlerin yaraları Hükümetin desteği, Van Valisi Münir Karaloğlu ve Vali Yardımcısı Atay Uslu başta olmak üzere devletin şefkatli eliyle ayağa kalkmış. Önce çadır kentler, ardından da Konteynerler yerleştirilen bölge halkı son olarak modern kalıcı konutlara kavuşturulmuş. Depremden sadece 35 gün sonra arsa temini çalışmaları başlatılmış, kalıcı konutların inşasına başlanmış. Erciş'te 4 bin 880, Van Merkezi'nde ise 10 bin 200 kalıcı konutun temeli atılmış. Konutlar 2012 yılı sonunda hak sahiplerine teslim edilmiş. Esnaf ve çiftçiye de her türlü destek verilmiş.
Bizi bir an olsun yalnız bırakmayan Vali Uslu, depremde Van için Türkiye'de adeta seferberlik ilan edildiğini belirtti. Uslu, bazı yardımların kendisini çok duygulandırdığını ifade ettikten sonra bize bir mektup uzattı. Ankaralı bir ilkokul öğrencisinin gönderdiği mektubu okuyunca hepimizin gözleri yaşardı. Zarfın içine 20 TL koymuş olan minik öğrenci depremzedeye şöyle seslenmiş: "Sen sokakta yatarken ben sıcak yatağımda üşüyorum."
Evet işte bizi duygulandıran da buydu. Türk ve Kürt'ün kardeş olduğuna bu mektupla bir kez daha tanıklık ettik. Barış temellerini işte bu ve buna benzer insani adımlarla atıldığını net olarak gördük.
Gezimiz esnasında halkla sohbet etme şansı da bulduk. Tahmin ettiğiniz gibi barış sürecini masaya yatırdık. Barış söyleminden bir tek Vanlı'nın şikâyetçi olduğunu görmedik.
Barış ifadeleri ve deprem sonrası verilen kredi desteği kente büyük hareketlilik getirmiş. Herkesin yüzünde bir gülümseme var. Kısacası herkes huzurlu ve gelişmeleri umutlu bir şekilde takip ediyor. Davetlisi olduğumuz Vanlı gazetecilerin de barış sürecine bakışı halktan farklı değildi.
Bizim Antalya'dan geldiğimizi öğrenen bölge halkının bazıları, "Vali Atay Uslu'yu tanıyor musun?" diye sormaları bizleri şaşırttı. Deprem döneminde halkın acılarına ortak olan, her türlü yardımlarına koşan, onlarla birlikte aç ve susuz kalan Uslu, bölge insanın büyük sevgisini kazanmış. Caddede, sokakta, lokantada, pastanede kısacası her yerde halkın Uslu'yu selamlaması ve hürmet göstermesi dikkatlerimizden kaçmadı. Bir bürokrat değil, tam bir halk adamı gibi gecesini gündüzüne katarak çalışmış. Dolayısıyla büyük takdir toplamış. Samimi olmak gerekirse kendisine gösterilen saygı ve sevgi Keşif Ekibi üyeleri olarak bizleri de çok mutlu etti. Antalya'nın adını en iyi şekilde temsil eden Vali Atay Uslu'ya kendi adıma teşekkür etmek istiyorum. Sağ olun var olun Sayın Vali’m.
Not: Akdamar Kilisesi, Muradiye Şelalesi, Van ve Hoşap Kalesi ile ilgili yazı ve görselleri yakında sizlerle paylaşacağım.