Eğer dünkü yazıma CHP’li bir klavyetör tarafından yapılan “ezberci” yorum olmasaydı, şu rezil “feministler” konusuna yeniden girmeyecektim..
Bu CHP’ye oy verenlerin çoğu gelişerek değişmedikleri gibi, “eleştiriye tahammülsüzlükleri” de aynen devam ediyor..
Bakın ne yazmış:
“Ayıp ki bin kere ayıp.. Ezan ıslıklanmadı.. Hangi vicdan ve nefret duygusuyla yazıp halkı kamplara bölüyorsunuz.. Bu nasıl bir rant ki sizler de her yol mübah diyorsunuz Kabataş yalanı gibi.. Siyaset seviyeli yapılır cok ayıp herkes yalanlıyor, yazan Türkiye gazetesi yorumcusu bile özür diledi..”
…
Bu “feminist”lerin amacını sizlere anlatacağım..
Ama, önce şu “CHP’li klavyetör”ün sözlerine bir cevap vermeliyim..
…
İKİ YAZARIN YAZISI
Sözünü ettiği Türkiye Gazetesi yazarı, Süleyman Özışık..
“Taksim'deki gösteride ezanı susturmak için ıslık çalındığına dair haberlerin gerçeği yansıtmadığı, protestocuların ezanı değil, yolu kapatan polisi ıslık çalarak protesto ettiği belirlendi.. Gösteriye katılan dernek temsilcileri de bu yönde açıklama yapıp ezana saygısızlık etmediklerini belirttiğine göre... Gerek eylemcilerden, gerekse yanlış bilgi vererek yanılttığım okurlarımdan özür diliyorum” diyor..
Ama;
1- “Doğru bilgi”nin kaynağını belirtmiyor..
2- Dernek temsilcilerinin sözlerini doğru kabul ediyor..
Bugüne kadar hangi “suçlu” suçunu kabul etmiş ki?
Tabii ki, dernek yöneticileri “ezanı ıslıklamadık” diyecek..
Yani, ortada iddiayı yok etmeyen bir durum var..
…
Hürriyet yazarı Ahmet Hakan’ın konuyla ilgili yazısına da bakalım..
O da Özışık doğrultusunda, ama yine de “şüpheyle” bakmış olaya..
Görüntüleri iyi izlediğini belirttikten sonra, “yürüyüş yapanlar, ezan okunmadan önce ne yapıyorlarsa ezan okunmaya başlayınca da aynısını yapmaya devam ediyorlar gibi” diyor..
Ve şunu söylüyor:
“Yani benim görebildiğim kadarıyla öyle çok net, çok bariz, çok tartışmasız bir ezan protestosu ya da ezan ıslıklaması söz konusu değil.. En azından kuşkuyu gerektirecek hususlar var..”
…
Gördüğünüz gibi..
“Ezanın ıslıklanması” olayı doğru mu yoksa yanlış mı, kesin değil..
Ama, (her türlü istihbarata sahip) bu ülkenin Cumhurbaşkanı, “ezanın islıklandığını” söylüyorsa, ben buna inanırım..
Ayrıca, ezana yapılan saygısızlık da yapanları bağlar, beni değil..
…
Öte yandan..
Dünkü yazımda, “ezan” konusuna sadece bir cümlede yer verdim..
Yazımın geri kalanı, “rezil pankartlara, CHP’lilerin zihniyetine ve gazetecilere” ayrılmıştı..
Ve bu CHP’li klavyetör, sadece bir cümle üzerinden yazımı itibarsızlaştırmak adına (ki bunu bütün yazılarıma yapıyor) “kesin olmayan” bir olay üzerinden beni ayıplıyor..
Üstelik, “iktidar yanlısı” diyerek bugüne kadar yalanladığı bir yazarın özür dilemesine dayanarak yapıyor bunu..
Sanırım CHP zihniyetini bir kere daha görmüş oldunuz..
…
YENİ BİR “KALKIŞMA”
Gelelim şu “feminist” geçinen rezillere..
Feminizm, kökeni Latinceden gelen “femina” kelimesinden türemiştir, “kadın” demektir..
“Kadının toplum içindeki yerini iyileştirmek” için ortaya çıkmıştır..
Feminizm, toplumca kanıksanan “erkek düşmanlığı” düşüncesinin aksine, cinsiyet eşitsizliğini gündeme getirmek için ön planda tutulan bir akımdır..
Sadece kadınları değil, erkekleri de yakından ilgilendiren feminizm tanımı, “gerçek eşitliği” ortaya koymayı amaçlar..
Ancak günümüzde bu eşitlik, “kadınlar lehine” bozulmuştur..
…
Dönün şimdi 8 Mart’taki olaya..
Eylemde, feminizmin amacına uyan tek bir pankart ya da davranış göreniniz var mı?
“Kadın”ı ayaklar altına alan, erkekleri ezilmesi gereken yavşak gibi gösteren bu eylemde, “kadının toplum içindeki yerini iyileştirmek” için yapılan bir tek bir pankart ya da davranış göreniniz var mı?
Bu rezil topluluğun amacı da zaten bunlar değil..
1- “Feminizm ve cinsiyetsizlik projesi”ni kadın hakları kılıfıyla topluma hoş göstermek..
2- “Toplumun hassas olduğu” bir konu yine kullanılarak, yeni bir “Gezi kalkışması” yaratmak..
Allah’tan polisimiz, sağduyulu kadınlarımız ve gazeteciler ikisine de izin vermedi..
Kadınlarımızın çoğunluğu, bunlara sosyal medyada hala çok büyük tepki gösteriyor..
…
OYUNA GELMEYİN
Özetle..
1- Yapılan rezilliği kimse “ezan”ı öne sürerek unutturmaya çalışmasın..
2- Bu rezillerin de birileri tarafından kullanıldığı/organize edildiği iyice anlaşılsın..
3- Yazılarımı okuyanlar da (özellikle bazı CHP’li klavyetörler) bir cümleye değil, yazının bütününe takılsın..