Son yıllarda okullarda, mahallelerde süratle artan bir konu ülkemizin sorunları arasında önemli hale gelmeye başladı.
Bu sorunun adı ‘Akran Zorbalığı’ olarak sosyal yaşam literatürüne girmiş durumda.
Akran zorbalığı da psikolojik ve fiziksel olarak ikiye ayrılıyor.
Akran zorbalığının sebebi araştırıldığında çocukların , gençlerin hatta büyüklerin ailelerinde ve çevrelerinde kendilerine ve birbirlerine karşı davranışları görmeleri sebepler arasında görülüyor.
Akran zorbalığında genelde sessiz olan ve kendilerine rakip olarak gördüklerini aşağılayarak tembellik, saflık, çirkinlik, yoksulluk ya da herhangi bir konuda suçlu olarak ilan etmeleri ve böylece özgüven eksikliği, yılgınlık yaratılıp hedefteki insanın pasifize edilmesi sağlanıyor.
Akran zorbalığında psikolojik zorbalığın bir üst perdesi fiziksel olarak karşımıza çıkıyor.
Fiziksel akran zorbalığında ise hedefteki insana genelde akran zorbalığı yapanların birden fazla kişiyle zarar verdiklerini görüyoruz.
Akran zorbalıklarının genelde de kendi hemcinslerine karşı uygulandığına şahit oluyoruz.
Akran zorbalığını bazen kız-erkek karışık arkadaş gruplarında da görebiliyoruz.
Ama akran zorbalığında düşündürücü olan bir konu ise yetişmekte olup çocukluktan ergen gençliğe geçiş dönemlerindeki kız çocukları arasındaki akran zorbalığı.
Akran zorbalıklarının önüne geçme özellikle ailelerin, eğitimcilerin bu konuda bilgilendirme ve yaklaşımlarıyla direkt ilgilidir.
Yetişme çağında olan çocukların, gençlerin birbirlerine psikolojik ve fiziksel olarak zarar vermeleri yani akran zorbalığından uzak olmaları çocukluktan itibaren özgüvenli, ahlâklı,
çalışkan, temiz kalpli, insani duyguları yüksek ve hedefleri olan bireyler olarak yetiştirilmelerinden geçiyor.
Akran zorbalığının minimuma inmesi hatta yok edilmesi toplumumuzda yaşanan gerginliklerin de bitmesine katkı yapacaktır.
Gönlünüz ve kalbiniz akran zorbalığına katkı yapanlardan uzak olsun.