İşim gereği günün büyük bir bölümü bilgisayar başındayım. Okumak ve yazmak benim işim. Yaklaşık 11 yıl önce ne demiş adamlar? “Türkiye kalkınma yolunda önemli bir dönemeçtedir. Türkiye için gelecek nesillere yatırım yapmak, bu neslin gelişimi ve ülkenin kalkınmasına yapılacak katkılar üzerinde önemli etkiler yaratacaktır. Eğitim sisteminin güçlendirilmesi ve iş gücü piyasasının işleyişinin geliştirilmesi reform gündeminin temelini oluşturmaktadır. Ayrıca gençlerin önündeki fırsatları genişletmeyi, daha bilgilendirilmiş bir şekilde karar verme olanaklarını artırmayı ve fırsatları kaçırmamaları halinde onlara ikinci bir şans vermeyi hedefleyen politikalar, gençlerin okuldan işe geçiş sürecini kolaylaştıracaktır. Türkiye'nin büyümesine ve yoksulluğun azaltılmasına da katkı sağlamalarını sağlayacaktır.” Devam ediyorlar; “Eğer Türkiye’nin gençleri çalışma dünyasına iyi hazırlanmazsa ve iş gücü piyasası da bu gençler için daha fazla iş yaratmazsa büyük genç nüfus grubu sosyal ve ekonomik baskı ve gerilim kaynağı haline gelecektir.” Dahası da var; “Türkiye’nin 15-24 yaş arası nüfusunun sadece yüzde 30'u istihdam edilebiliyor. Ve yüzde 40’ı da ne okula gidiyor, ne de çalışıyor.” Bu bir rapor. Raporda, Türkiye’de genç nüfusun istihdam sürecinde yaşadığı zorluklara ve çözüm önerilerine yer veriliyor. Adamlar diyor ki; “Ülkenizdeki gençlerin ‘faal olmama oranları’ sizi endişelendirmeli. Onları, üretecek şekilde yetiştirin. Ve ellerine çalışacakları bir iş verin. Boş gezdirmeyin. Bunun için de iyi eğitin, ekonomik politikalar üretin. Yoksa, hepsi başınızın belası haline gelecektir.” Adamlar haklı çıktı. İş beğenmeyenleri bir tarafa koyuyorum. Üniversite mezunlarının çoğunluğu işsiz. Ülke olarak bizim yapmamız gereken, yatırımların önündeki engelleri kaldırmalı, teşvikleri artırmalı ve yeni iş sahaları yaratmalıyız.