Bu yönetim işlerine girince hep farklı tepkiler alıyorum.

Daha önce yöneticilik yapmış fakat şuanda boşta olanlar elimi sıkarken mevcut görevde olanlarda ya sitemlerini iletiyorlar ya da kulaklarımı çınlatıyorlar.

İlk başlarda zoruma gitse de alışınca yadırgamıyor insan...

Kulüpler kapandı...

Takımlar ve gidişat ortada diyorsunuz...

Hatta kendini ne yoruyorsun arkadaş diyende var aranızda...

Haklılık payınız çok yüksek.

Kulüpler kapandı.

Mevzuda ortada.

Fakat bundan sonra yapılacak yönetim, kadro ve takımlarda istediğim yönetici sıfatını sayarak belki yemekte tuzum olur diyorum..

En başta kulüp başkanları takımına sahip çıkmalı.

Görevlendirdiği insanları denetlemeli.

Nasıl denetim mi?

Çok basit.

Deplasmana gidilen otelleri gerekirse kendi aramalı.

5 liralık otelden 10 liralık fatura kestirip arada ki mevzunun ne olduğunu bilmeli.

Oyuncu pazarlıkları iyi yapılmalı.

2 liralık oyuncuya 4 lira verilince şüphelenmeli.

İşi bilmiyorsa bilen dostlarına sormalı.

Maçlardan önce kampta oyuncunun kontrolü sağlanmalı.

Gazetecinin haberi olupta kendisinin yönetici olarak bazı şeylerden haberi yoksa hayıflanmalı.

HATTA İSTİFA ETMELİ...

Bu konular bitmez.

Emin olun bizde elimizden geldiği kadar bitirmeyiz.

Benim yöneticim, benim idarecim diyecek olduğum insanlar düzgün karakterli olmalı.

Kulübün her daim menfaatlerini düşünmeli.

O zaman Antalya şehri olarak arzu ettiğimiz temeli sağlam takım ve takımlarımız olacaktır.