Türkiye’nin üç çevresi denizlerle kaplı ve o denizlerden yapılan Liman ticaretlerinden birisi de Antalya’da.
1998 yılında özelleşip, Hayam Garipoğlu işletmesine TMSF’nin el koymasından sonra, 2006 yılında başka özel şirkete verilmişti.
O tarihlerden bu yana, Türkiye’nin bir çok liman işletmelerinde sorunlar baş gösterirken, Antalya’da sadece 2009 yılında limandaki gümrüklü saha içerisindeki Karayolları’nın akaryakıt tankında patlama olmuş, bir kişi yaşamını yitirmiş, bu olayın da liman işletmesiyle hiçbir bağlantısı olmamıştı.
Türkiye’nin en sakin ve her geçtiğimiz gün ihracat sektöründe parlayan yıldızı konumuna doğru giden Port Akdeniz Liman İşletmesi’nde geçtiğimiz hafta bu günlerde belli bir huzursuzluk hakimdi.
Ne olmuştu böyle.
Antalya Liman’ı nazara mı geldi?
Durduk yerden hiçbir şeye nazar gelmez.
Ama göze geldi mi işte o tartışılır.
Dünya genelinde ekonomi her ülkenin en büyük sorunu.
Ekonomi düzeninde yalpalama oldu mu, kem gözler öyle çoğalıyor ki, yılların sakinliği yerini fırtınalı, hatta tusunamili ortama bırakmaya yetiyor da artıyor bile.
Peki Port Akdeniz’deki bir hafta öncesi yaşanan huzursuzluk şimdi yerini huzurlu ortama mı bıraktı?
Hiç kimsenin ticari operasyonlarına müdahale etmek gibi bir niyetimiz olamaz.
Ancak Antalya Liman’ı her ne kadar özelleştirme kapsamında bir şirket tarafından işletiliyor olsa da, kamusal alandır ve orada çalışan ve 2 saat içerisinde kapı önüne konulup, ekmeğinden ettirilen işçiler şuan boştalar dır.
Bu kentte yaşayanlardan çoğunun olmazsa, olmazları vardır.
Sarısu, Kaleiçi Yat Limanı, Büyük Liman, Büyük Çaltıcak ve Antalya yaylalarının benim vazgeçilmezlerim olduğunu 20 yılı aşkın süreçtir bu köşelerden dile getiririm.
Sağlığım el verdiğince o olmazsa olmazlarım, uğrak yerim haline gelir.
Büyük Liman özelleşmeden önce de, özelleştikten sonra da ilgi gösterip, dikkat çektiğim yer. Dolayısıyla en küçük balıkçısından, Liman’ın en büyük işletmecisine kadar fikir sahibi olduğum gibi, gelişmelerin de takipçisiyimdir.
Fırtınadan batan balıkçı Mesut için daha birkaç ay öncesi, “Ekmek teknesi elinden gitti” diyen biziz.
“Liman’ın binlerce kamyon kumlarına ne oldu” diye soran da.
Bunu niye anlatıyorum.
Büyük Liman konusunda bu kadar bilgi ve fikre sahip olmam, birilerini başka düşüncelere sevk ettiği gibi, öküz altında buzağı arayanlar, bilgi kaynaklarımdan tutun da, fikir beyancılarım hakkında toto bile oynadıklarını duydum.
Geçtiğimiz Nisan ayının ilk haftalarında, “Büyük Liman’da neler oluyor” başlığını atıp, yönelttiğimiz sorulardan sonra, zaman bizi ne denli haklı çıkarttı her şey ortada.
Zira Büyük Liman’da çok şey olmaya başladığını, kimse kusura bakmasın ama, önceden tahmin etmeyi başardık.
Evet.,
Büyük Liman’da çok şey oluyor.
Liman’ın kamu, yani devleti ilgilendiren kısmında, hiç kimseye danışmadan kum çıkartma işlemine onay veriliyor.
Özeli ilgilendiren kısımda ise, garibinde garibi olaylar yaşanıyor.
Port Akdeniz rıhtımında çıkartılan kumların akıbeti dışında hiç bir şey ile ilgilenmedik. Çünkü liman işletmeciliği yapan şirket, bir holdinge ait. Ve kişi yada kişilerin özel işlerine de burnumuzu sokma gibi bir hakka sahip olmadığımızın binincindeyiz ancak, araştırmalarımız neticesinde karşımıza çıkan gelişmeleri öğrendikçe, hiç kimse kusura bakmasın, “Bir holding bu kadar mı amatörce yönetilir” demekten kendimizi alamadık.
“Holding benim değil mi. İstediğim gibi yönetirim” denebilir.
İsteyen, istediğini desin.
Desin de.
Yukarıda da dedik ya, “Son bir hafta içerisinde Port Akdeniz Liman işletmesi’nde huzursuzluk baş gösterdi” diye.
200’e yakın işçinin taşeronları geçtiğimiz Çarşamba günü saat 16.00’da liman işletmecisi tarafından toplantıya çağrılıp, “Bugün saat 18.00 itibariyle sizinle ilişiğimizi kesiyoruz. 2 saat içerisinde limanı boşaltın” tebligatı yapıldı.
Ne olduklarını anlayamayan ve hayli şaşıran taşeronlar, bir iki günlük şaşkınlığın ardından en küçük bir olaya meydan vermeden sessiz, sedasız denileni yaptı.
Burası Antalya.
Oysa diğer illerde aynı şeyler baş göstermiş olsaydı acaba ne olurdu?
Antalya Limanı’nda yıllardır 4-5 taşeronun yaptığı işler, Mersinli tek firmaya verildi.
İsteyen o firma ile ilgili bilgileri Google yazıp bakabilir.
Ben baktım ve Antalya Limanı’nın geleceği konusunda, “Acabalarım” oluştu.