Farkındaysanız son dönemlerde düzenli olarak yazı yazmıyorum. Daha doğrusu yazamıyorum. Bunun nedeni yaşadığım acı olaylar. Uzun bir süredir kanser tedavisi gören amcamı geçtiğimiz cumartesi günü kaybettik. Cenazesini vasiyeti üzerine Mardin’e götürdük. Burada birkaç gün süren taziyeden sonra yeniden işimizin başına geçtik. Kalbi insan sevgisiyle dolu olan amcama rahmet, bütün Çiçek ailesine başsağlığı diliyorum. Canlılar doğar, büyür ve ölür. Hayatın bu gerçeğini değiştirme şansımız yok. Acı olsa da buna kimsenin itirazı olmaz ve kabul eder. Ancak bazı ölümler var ki bizi derinden sarsar. Bunlardan biri de Özgecan Aslan’ın ölümü. Hayatının baharında olan ve gelecek hayalleri kuran üniversite öğrencisi Özgecan Aslan, gözü dönmüş bir cani tarafından hunharca öldürüldü. Sadece öldürmekle kalmamış, tecavüz etmiş ve sonrasında da yakarak cesedine işkence yapmış. Yani özetle akla gelebilecek bütün insanlık suçlarını işlemiş. Haliyle bu insanları sokağa döktü, öfke patlamasına neden oldu. Bu öfke Türkiye’de dalga dalga yayılırken, dünya olaya sessiz kalmadı. Bu da insanlık adına, tek yürek olma adına, gelecek adına sevindirici bir gelişme. Size iki ölümden söz ettim. Biri baba yarısı amcam, diğeri hiç tanımadığım genç bir kızımız. Hangisi beni daha çok etkiledi biliyor musunuz? Samimiyetle söylüyorum, hiç tanımadığımız genç kızımız. Elbette bütün ölümler acı vericidir. Ancak, amca 65 yaşının üstünde ve yaşaması gerekeni yaşadı. Uzun bir süredir de hastalıkla mücadele ediyordu. Mücadeleye çok direnmesine rağmen yenildi. İşte bu nedenle bu ölümü bir şekilde kabul ettik, acımızı içimize gömdük. Özgecan Aslan’ın durumu ise çok daha farklı. Evet, kendisiyle belki bir kan bağımız yok. Ancak dünyamızın geleceği için O’na çok ama çok ihtiyacımız vardı. Belki bir doktor olup amcam gibi hastaları iyileştirecekti. Belki bir öğretmen olup çocuklarımızı geleceğe hazırlayacaktı. Fakat insanlıktan nasibini almamış kişiler buna müsaade etmedi. Yine de bunu yapanlardan çok, onu buna zorlayan etkenlere kızıyorum. Sistemin eksikliğine kızıyorum. Dileğim bu ve buna benzer olayların bir daha yaşanmaması. Bunun da tek yolu sistemin insan odaklı olmasından geçer.