Önceki gün Konyaaltı Sahili Mimari ve Kıyı Düzenlemesi Fikir Projesi Yarışması’nın sonuçları açıklandı.
Yarışmayı Yüksek Mimar Mucip Ülger başkanlığındaki ekip kazandı.
Böylesi tarihi bir güne tanıklık etmek istedim. Bu nedenle ASAT’taki toplantıya büyük heyecanla gittim. İyi ki de gitmişim. Zira dünyanın en güzel ve en büyük sahillerinden biri olan Konyaaltı’nda nasıl bir değişim/dönüşümün yaşanacağını öğrenme şansı buldum. Bölge adeta sil baştan elden geçecek. İşte bu beni gerçekten heyecanlandırdı.
Nedir bu değişim/dönüşüm?
Bir kere sahilde her şey düşünülmüş.
Proje uygulanırsa bölge insanı, Antalyalı, yerli ve yabancı turistler bundan faydalanacak.
Yeşil ile mavi iç içe olacak.
Yeni ve dikkat çeken seyir terasları yapılacak.
Spor ve çocuk alanları oluşturulacak.
Bisiklet yolları, kültür alanları da unutulmamış.
Bitmedi…
Antalya’nın en büyük meydanı yapılacak. Tam 65 dönüm büyüklüğünde olacak bu meydan.
Açık hava sinemaları, su sporları, amatör balıkçılar için üniteler oluşturulacak.
Bölgenin trafik ihtiyacını karşılamak için Müze’den Liman’a kadar bir tramvay hattı oluşturulması planlanıyor.
Tabi tüm bunlar fikir projesi, kabul görüp uygulanırsa olacak. Şayet proje benimsenirse Konyaaltı Sahili tam anlamıyla ortaya çıkarılacaktır, halkın hizmetine sunulacaktır.
Ben şahsen projeyi çok beğendim. Bu proje ile birlikte Boğaçayı Projesi de hayata geçirilirse Antalya müthiş bir değişim yaşayacak. Kente katma değer, bölgeye ise canlılık getirecektir.
Her zaman söylüyoruz; Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel bu kent için bir şanstır diye. Geçmişte yaptığı hizmetler bunu zaten kanıtlıyor. Yeniden seçilince hemen kolları sıvadı ve daha ilk aylarda Konyaaltı Sahili Projesi çalışmasının startını verdi. Yani Antalya’ya olan sevdasını, özlemini bir kez daha ortaya koydu.
Türel, böyle bir çalışmayı yaparken de ‘Ben yaptım bitti’ demedi. Mimarlar Odası Antalya Şubesi ile işbirliği yaptı. Daha doğrusu sorumluluğu onlara verdi. Onlar da proje yarışması yaptı ve saygın jüri üyeleriyle birlikte birinciyi belirlediler. Bu da aslında Türel’in olaya ne kadar ciddiyetle yaklaştığını ve Antalyalıları düşündüğünü gözler önüne seriyor.
Özetle, beğendiğim ve heyecanlandığım bu proje hayata geçirilirse Antalya’nın marka değerini daha da arttıracak. Antalyalılar denizden daha çok ve daha özgürce faydalanabilecek. Bölge sadece sahil değil aynı zamanda yaşam merkezi olarak da hizmet verecek. Tüm bunlar da tabi ki Antalya’ya iyi gelecek.