Şirket veya kurumların zaman zaman gerçekleştirdiği gazeteci organizasyonlarına hiç kaçırmamamla değil, tam aksi pek riayet etmediğimle bilinirim.
Sütlü mevlitleri severim sevmesine de, hatırı yüksek değilse davetkarın, “İki kadeh içecek sütüm evimde de var” zihniyetiyle hareket ederim.
Bunları yaparken cebim godomanın cebi gibi şişkin olduğundan mıdır?
Pekala değil.
Öncelikle godoman dediğinin cebi deliktir. Genelde kağıt yerine metal para taşıdığı ve o paraların delik cepten sürekli düştüğünden de, parasız gezer mübarekler.
İlk GSM hattımı, 1993 yılında aldım. İsmi o dönemde Telsim’di şimdi vodafone.
“Aaaaa bak bak onun da cep telefonu varmış” dedirtebilmek adına pantolonda kemerin sağ tarafına sıkı sıkıya kılıfına kilitlerdim. Görünmesi için de sağ elimizi telefonu kapatmasın diye arkamızda gezdirdiğimiz dönemlerdi.
Antalya merkezden biraz uzaklaşayım, benim telefonun ekranının sol tarafındaki kapsama alanı limiti işareti taban yapıyor.
Her akşam eve gittiğimde, “Cep telefonun neden kapalıydı” zılgıtlarından gına gelmiştim ki.,
Türkcell’e transfer oldum.
“Allah Türkcell’den razı olsun” diyeceğim ama, “Alıyorsan bir hizmet paranla alıyorsun, pulunla aldığın mı var” diyecek olanın çıkacağını iyi biliyorum.
Ama ben yine de diyorum.
Bu vesileyle, bugün sabah 08.40 itibariyle bana azıcık müsaade.
Programımız şöyle:
AnadoluJet’in 08.40 uçağıyla İstanbul’a uçuyoruz. Sabiha Gökçen Havalimanı’na iniyoruz. Oradan bizi alıyorlar, Kartal’da bir plaza mı neyim varmış oraya götürüyorlar. Şebeke kontrol merkezinde dolaşma. Bizlere bilgi aktarmaları.
Öğle yemeğini nerede yiyeceğiz biliyor musunuz?
Kalamış’ta. Restoranın adı bizim Antalyalılar için pek yapancı değil. Develi.
Sonra Beyoğlu’ndaki otelimize geçiş. Akşam yemeği için transfer. Kuruçeşme Suada 360’a varış.
Heyt be. En son 360’ta Tarkan’ın yemek yediğini gazetelerden okumuş, “Ne şanslı insanlar” diye içimden geçirmiştim.
Ardından Türkcell Kuruçeşme Arena konser alanına transfer.
Sertap Erener konseri.
Yıllardır magazin programlarında ağızlardan düşürülmeyen Kuruçeşme Arena beni de ağırlayacak. Keyfe bak keyfeee.
Konser sonrası otele dönüş, cumartesi günü İstanbul-Antalya uçağı.
Ben ne mi anlatıyorum?
Fette çıktı bize fettee.
Tüm bu organizasyonu kim mi yapıyor?
Türkcell’in davetlisiyim arkadaş. Gideceğim yerin krokisini çizip gönderdiler, organizasyonun kusursuzluğu karşısında kendimi tutamadım.
Bugün gidiyor, Allahın izniyle yarın dönüyoruz.
Bir günlük keyif, bir günlük beyliktir.
Gördüklerimi ve görüntülediklerimi, öğrendiklerimi, duyduklarımla birleştirip, yediklerim-içtiklerim ve ne bileyim götürdüklerimin sorulmaması kaydıyla dönüşte okurlarımla paylaşırım.
Ama tabi ki kesinlikle ballandırma yöntemini uygulamadan.
Ne dersiniz?
Türkcell söz konusu organizasyonda, “Kimlerin cep telefonu Türkcell hatlı” diye sorsa. Gezginler arasında sadece bende Türkcell hattı çıksa, ve bunun karşılığında da, “Al sana 1 adet iPhone-5 telefon hediye” dense fena mı olur?
Telefonunu parmaklayarak kurcalayanlar kervanına bende katılmış olurum..
Yıllardır Kuruçeşme arena ve Suada’yı merak eder, “ya nasip” der dururdum, hayallerim gerçekleşiyor.
Not: Allah göstermesin uçak düşer, müşer. Kuruçeşme arenaya Sertap Erener konserini izlemeye veya Suada 360’a yemeğe giderken bindiğimiz tekne batabilir, benden alacaklı olanlar sakın üzülmesin. Hayat sigortamız var, bilgilerine.