Yıllardır yazarım. Şehrin merkezi, Kızılsaray Mahallesi’nde Cuma Pazarı neden hafta içi kurulur diye. Bu güne kadar farklı nedenler nedeniyle bu Pazar alanı kaldırılmadı. Muratpaşa Belediye eski Başkanı Süleyman Evcilmen tarafından sadece çizgi ve stant düzenlemesine gidildi.

Evcilmen yapılan düzenleme ile bölgedeki karışıklık sorununun ortadan kalkacağını söyledi. Ancak kendi gitti, karışıklık ise kaldı.

Cuma Pazarı’ndan bölge halkı dahil herkes şikayetçi. Emniyet Cuma gününün gelmesini istemiyor, esnaf Cuma olunca isyan ediyor. Birde buna Muratpaşa gibi önemli bir camii de Cuma namazı ve cenaze namazı eklenince,  bir karışıklık şehrin merkezine nasıl getirilir tezini bitirme aşamasına geliyoruz. Vatandaş evine giremiyor, sabahın köründen akşama kadar gürültü kirliliği had safhaya çıkıyor. Araçların otoparkı işlemiyor, akşam olduğunda ise çöplük görüntüsü ortalığı sarıyor.

Kimilerine göre Antalya’nın bu sorundan daha önemli sorunları var. Ancak bu sorun, öyle sıralama ile derecelendirilecek bir sorun değil. Bu pazarın bir an önce kalkması gerekiyor, ya da... Bölge için gerekli, vatandaş istiyor kaldıramam diyorsanız da çözüm yine var.

Bir domatesin 20 farklı tezgahta satılmasının ne anlamı var. Hıyarlar beş stantta satılsa yetmez mi. Adım attığın yerde marul ve yeşillik satan stantlar kuru kalabalıktan başka ne yapıyor. Cuma Pazarı’nın kapasitesini daralt. Yüz esnaf varsa indir bunu yirmi sayısına.

Kaldırın ara sokaklardaki fazla stantları. Açın ara sokakları. Otoparklar işlesin, bölgenin yükünü hafifletsin. Az ama bölge için yeterli olabilecek, kartel oluşturmayacak sayıda standı getir koy bölgeye. Gerekirse haftada iki güne çıkart, ikinci pazarda da diğer kuramayan esnafa yer ver. Bunun adına da ‘Butik Pazar’ de. Eğer bu çağrımız da karşılık bulmazsa, bir önerimiz daha var. Ancak bekleyip görelim, bakalım bu öneri değerlendirmeye alınacak mı?

Üstelik ‘Butik Pazar’ uygulaması sadece Cuma pazarı için değil, diğer mahalle arası pazarlarda da uygulanabilir. Yüzlerce esnaftan oluşan bir pazarın ne gereksinimi olabilir ki. Ayrıca pazarlarda kap-kacak denilen ürünlerin satılmasının ne anlamı var. Bunun için yeterinde satış alanları yok mu? Pazar denilen yerde her haltın satılması mı gerekiyor. Fiş yok, hijyenden uzak, fiyat etiketi kuralına uymayan, bağırma dedikçe bağıran bir sektör haline geldi pazarcılık.

Kızıltoprak Mahallesi’nde kapalı halk pazarı alanı var. Yıllardır idrar kokusunu sinesinde barındırır. Gece aracınız koyarsınız camı kırılır, gündüz ise sadece Pazar günü Pazar kurulur. Net kapasite bilgisi elimde olmamasına rağmen yaklaşık 400 civarında esnaf rahatlıkla hizmet verebilir.

2.5 yıldır ise Pazar günleri kurulan pazarda esnaf sayısı toplasanız elli. Çeşitli sorunlardan dolayı iki katlı devasa Pazar alanı, atıl şekilde bekliyor. İçine yapılan dükkanları da kimsenin de tutması gibi bir şansı yok. Çünkü bölgede 4-5 adet cep market ve süpermarket var. Ne ararsanız marketlerde var.

Sözün özü, Kızıltoprak gibi bir mahallede elli esnaf hizmet veriyor ve yeterli oluyorsa, tezgahlar boşalmıyorsa, Cuma Pazar için butik pazar uygulaması rahatlıkla uygulanabilir. Hatta bu uygulama Kepez Belediyesi’nin karşısına kurulan ve bölgede Salı günlerini yaşanmaz hale getiren pazarda da uygulanabilir.

Kısaca büyük düşünenlerin butik projeleri şehrin ve insanların yaşam alanlarını genişletecek, daha yaşanabilir bir şehir oluşmasına katkı sağlayacaktır. Var mı büyük düşünüpte, butik çözümler üreten başkan.

Kazasız ve cezasız günler dileğiyle.