Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın’ı durdurabilene aşk olsun.
Önce Kemer İlçe Kongresinde esti gürledi, sonra “Hizmette 3. Yıl” toplantısında açtı ağzını yumdu gözünü. Ardından Genel Merkezden uyarı geldi, herkes susacağını sandı. Ancak O konuşmaya devam etti.
Akaydın, bu kez de Anadolu Ajansı’nın 92. kuruluş yıl dönümü dolayısıyla düzenlenen “Antalya’ya Havadan Bakış” adlı fotoğraf sergisinde konuştu. Hem de ne konuşma.
“Artık siyasette biat etme döneminin bitmesi, özgürce tartışma döneminin başlaması, ondan da önemlisi entrikacılığın da bitmesi lazım” dedi.
Yetinmedi devam etti: “Siyasette çok ciddi entrikalar dönüyor. Bunların bir nebze açılımını yaptım, sorunlarını ilan ettim. Eğer bu sorumluları CHP olarak kendi içimizden atabilirsek CHP’nin durumunun bugünkünden çok daha olumlu olacağını düşünüyorum.”
Açıklamalardan da anlaşıldığı gibi Hoca gemileri yaktı. Ne pahasına olursa olsun konuşmaya kararlı. Bu da O’nun partililerinden çok çektiğini göstergesidir.
İlginçtir, sadece “Büyük ağabey” Deniz Baykal’ı değil, Antalya’da neredeyse herkesi tabiri caizse ipe dizdi. Daha önce Osman Kaptan, Nail Kamacı, Muratpaşa Belediye Başkanı Süleyman Evcilmen, Konyaaltı Belediye Başkanı Muhittin Böcek, Meclis üyelerini topa tutan Akaydın, bu kez hedef tahtasına İl Başkanı Özer Ülken’i de oturttu. Mustafa Akaydın, CHP İl Başkanı Özer Ülken’le yaşadığı görüş ayrılığının sorulması üzerine, “O kişi benim kaale almadığım kişi. Onunla ilgili herhangi bir yorumda bulunmam. Benim için yok hükmündedir” dedi.
Hoca eveleyip gevelemeden çok net konuşuyor. Bu üslup siyasette alışık olmadığımız bir üslup. Bu kadar açık, net ve isim vererek konuşması kimi çevrelerce intihar olarak yorumlanıyor. Kimi çevrelerce de cesaret örneği olarak gösteriliyor. Ben ise daha önceki bir yazımda Hoca’nın çıkışını doğru bulduğumu belirtmiştim. Halen aynı görüşteyim. Gerçekten birinin “Kral çıplak” demesi gerekiyordu. Antalya CHP’de buna ihtiyaç vardı. O kişi de Hoca oldu.
Hoca’nın bu çıkışı siyasi hayatında bir dönüm noktası olacağı kesin. Siyasi kariyerinin bittiğini söyleyen de var, daha iyi bir konuma geleceğini söyleyen de.
Daha önce dile getirdiğim gibi, Akaydın’ın bu çıkışı adının genel başkanlık için geçmesine yardımcı olabilir. Bunu çok zor bir ihtimal olarak görebilirsiniz. Hoca da bunu kabul etmeyebilir. Ancak bu yönde söylemlerin çoğaldığını belirtmeliyim.
Sonuç olarak Hoca’nın çıkışını anlamlı ve cesaretli buluyorum. Bu nedenle de yazımın başlığını “Cesur yürek Akaydın” koydum.