Çok değil daha iki hafta önce yeğenim evlendi.
Gençlerin ikisi de, “Düğün sonrası balayı adı altında şöyle gidip görmediğimiz ama görünce hayran kalacağımız yer söyler misin” bana diye sordular.
“Bugün bana aynı fırsat doğmuş olsa-ki yaz aylarında olmazsa olmazlarımdandır Çıralı’da soluğu alırım” dedim ve ekledim;
“İkinci sıramda hep Bozburun oldu, yaşamım süresince de devamlı olacak.”
İlkbaharın kapıya gelip dayandığı şu günlerde Çıralı’dan iki genç ne hazzı alıp, orayı görünce nasıl içlerini çekip, “Oh be. İyi ki gelmişiz” diyebilecek ki?
Bir noktaya kadar haklılık payı çıkartılabilinir. Ancak, dikkat edilirse yazımın girişinde yeni evlenen iki genç dedim.
Seyahat bahanelerin adı da, “Balayı.”
Sessizlik desen Çıralı’’da.
Desibeli dibe vuran bir turizm alanında bu mevsim yapılsa yapılsa zaten ancak balayı yapılır.
Peki ya yazın?
Baharda göreceksin ki o cennet mekânı, yaz aylarında gidebilmek için can atasın.
Her yeri çiçek kokuyor.
Bakir mi bakir.
Yazın da denizi olağanüstü güzellikte.
Sahili bomboş.
Bozburun’un özelliği apayrı.
Taşıdığı özelliklerden herkes hoşnut olacak diye bir kaide yok fakat, gündüzü denizine girip serinlemek ayrı bir keyif.
Akşamları sahil kenarına oturup içeceğini yudumlayıp, körfeze vuran yakamozu izlemek çok farklı.
Sessiz ama çekici.
Ben üç sefer gittim ömrüm el verdiğince, fırsatını yakaladığım sürece gitmeye de devam edeceğim..
“Bana ne kardeşim ne yaparsan yap. Oturmuş beğendiğin, gideceğin, gitmek istediğin yerleri yazıyorsun” diye düşünülebilinir.
Çıralı tabiri caiz ise balta girmemiş orman misali, sansarların cirit attığı yer değil.
Ama köylüler uzun yıllar önce orman arazilerine girmiş. Çalılıkları temizleyip, çeviren çevirmiş arazileri.
2B olayına gireceğim sanılmasın, o işleri uzmanlarına bıraktık.
Kimileri önce ev yapmış. Sonra da geçim derdinden o evlerini pansiyon haline getirmişler. Çok olmasa da büfe, market ne bileyim lokanta vari mekanlar mevcut.
Yöre halkının geçimi genelde turizm (Daha çok yerli turist-günübirlikçi) ve balıkçılık.
Ve önümüzde yaklaşan bir yaz dönemi var.
Çok değil 2 ay sonra Çıralı diğer turizm yörelerimiz gibi yavaş yavaş kalabalıklaşmaya başlayacak. Bu nedenledir ki, sezona hazırlıklar çok önceden başlaması gerekiyordu.
Başlamış da.,
Başlayanların önünü ne yazık ki devlet kesmiş.
Çıralı’ya giriş-çıkış yolunun asfaltı rezalet. Araçlar üç sefer gelsin dördüncü de gelecek olanın arabasının her yeri takırdar. Bu nedenle Sivil Toplum Örgütleri, Halk ve Çıralı Muhtarı birleşip, gerekli müracaatlarını yapıp, yol üzerine parke taşı döşetmeye başlamışlar. Kemer Belediye Başkanı da kendilerine malzeme yardımında bulunmuş. Olay böyle seyreder de, benim ülkemde birileri ortaya güzellik bile çıkacak, hatta konu kamu yararına dahi olsa, engelleme yolunu seçmek adına ortaya çıkmaz mı?
Çıkmış.
Yola taş döşeme işi durdurulmuş. Kaymakamlık gerekli izin için Çevre ve Şehircilik Bakanlığı İl Müdürlüğüne yazı yazmış.
Ve o yazı hala orada bekliyor.
Beklemesi kimin menfaatine anlayabilmiş değilim.
Anlayan varsa biri bana anlatabilir mi?
Çıralıların eğilmesini isteyen gizli güçler mi var ki?
Trend Haberler

Antalya’da EDS'lerin devreye gireceği tarih belli oldu

Manavgat Şelalesi’nde şaşırtan görüntü!

Antalya çalkalanıyor... Bu nasıl bir malvarlığı?

Antalyaspor’dan flaş hamle: Mathew Ryan’a resmi teklif

Ataberk Dadakdeniz bu kez Ankara yolcusu

Lüks yaşam, rüşvet, uyuşturucu: Gökhan Böcek soruşturmasında şok tapeler