Bilgi, her dönem peşinde koşan, onu arayan ve ulaşanlara büyük avantajlar sağlamış ve onlar için en önemli güç kaynağı olmuştur şüphesiz. Dolayısıyla bilgili insan her zaman diğerlerinden bir adım öndedir.
Bazı insanlar yapıları gereği çok araştırmacıdır. Bu insanlar akıllarına takılan her şeyi araştırır, bilgi hazinesini genişletmek için çırpınır durur. Çok farklı alanlarda çok fazla bilgiye sahip olabilirler. Bu durum, yani bilgi zenginliği bazen yanıltıcı, şaşırtıcı olabilir. Nitekim atalarımız ‘Çok bilen çok yanılır’ diyerek buna işaret etmişlerdir.
Her şeyde olduğu gibi bilgi konusunda da mütevazi olmak en doğrusudur.
Çünkü birçok alanda bilgi sahibi olmak o alanlarda uzman olmak anlamına gelmez. Her işin kendine has ince ayrıntıları, özel noktaları vardır muhakkak. Dolayısıyla sadece yüzeysel bilgi ile tam olarak hakim olunamayan konularda yorum yapmak, ahkam kesmek kişiyi komik durumlara düşürebilir.
Nitekim bunun örneklerini çevremizde sıklıkla görüyoruz…
‘Her şeyi ben bilirim’ edasıyla aramızda dolaşanların zaman zaman düştükleri komik durumlara şahit olduğumda aklıma hep yukarıda zikrettiğim atasözü gelir ve susmayı tercih ederim…
Akıllı insan şunu bilmelidir ki; Bilgi her an değişebilen, değişmese bile gelişen ve genişleyen bir alandır. Mutlak doğru sandığımız şeyler bile yeni araştırmalar yapıldıkça yanlış çıkabilir. Öyleyse doğru olan her konuya ‘uzman’ edasıyla yaklaşmamak, ağızdan çıkacak olanı iyice ölçüp biçip tarttıktan sonra söylemektir…
Meslek yaşamım boyunca en fazla dikkat ettiğim şey bu olmuştur.
Hayatımın hiçbir döneminde ‘ukala’ biri olmadım, olmamaya özen gösterdim.
Çalıştığım bir gazeteci büyüğümün, “Anlamını tam olarak bilmediğin kelimeyi ne yazında, ne de konuşmanda asla kullanma, mahcup olursun” tavsiyesine her zaman dikkatle uydum. Aynı tavsiyeyi yıllar boyu birlikte çalıştığım genç arkadaşlarıma da ilettim. Ama maalesef bakıyoruz günümüzde ‘ağzı olan konuşuyor’, bilgisayarın başına oturan yazıyor…
Herkes her konuda otorite…
Her şeyi bildiğini ve her konuda uzman olduğunu sanan ukalalar, bilgi sahibi olmadan fikir sahibi olan ahmaklar orta yerde caka satıyor. Düştükleri komik durumun farkında bile değiller…
Sonra da kalkıp mesleğimizin saygınlığının kalmadığından, kalitenin dibe vurduğundan, güvenilirliğimizin, inandırıcılığımızın yerlerde süründüğünden dert yanıyoruz…
Ne acı değil mi?..