“Halkın doktoru Nefi!” Slogan bu. Slogana bakıp hizaya gelmeden önce, biraz düşünelim. Evet, sesli düşünelim.

Ne demek “Halkın doktoru?” Soru biraz sert mi oldu? Eh, yumuşatıp soralım: “Halkın doktoru” tabiri ne mana ifade ediyor azizim!? Biz, yani Halk, yani avam olarak biz, nasıl algılamalıyız bu sloganı?

Mesela, “Halkın doktoru devletten maaş alır mı? Eğer devletten para alıyorsa halkın doktoru olur mu!?” diye bir soru akla gelebilir.

Mesela, “Nefi bey halkın doktoru ise eğer, diğer doktorlar kimin doktoru oluyor!?” Yoksa acaba Araştırma Hastanesi yönetimi, Başhekim yardımcılarına özel bir ünvan mı verdi?

Yani mesela, “Başhekim yardımcısı Nefi bey ‘Halkın doktoru’, Başhekim yardımcısı Mehmet Kanpolat ‘Uzaylıların doktoru’, filanca Başhekim yardımcısı ‘Kedilerin doktoru’ olabilir mi!?

Ne demek “Halkın doktoru!” Hangi “Halkın” doktoru!?

Merak bu ya, üşenmedim kalktım doktorumuzun hastanesine gittim. Antalya Eğitim ve Araştırma Hastanesi’ne..

Bu “Halkın Doktoru” ünvanı nereden geliyor, yerinde incelemekte fayda var değil mi? Araştırmacı gazetecilik mi diyorsunuz? Bu da uyar. Araştırma Hastanesi’nde araştırma yapmak.. Hiç fena olmadı yani..

Efendim, neredeyse her poliklinik servisine uğradım. Hasta ve yakınlarına sordum, “İyi kalpli, babacan bir doktor” var mıdır bildiğiniz? Varmış, hem de birden fazla isim varmış. Dahiliye, Üroloji, Nefroloji, Kalp-Damar, Ortopedi ve Genel Cerrahiden en az 2 tane doktor ismi duydum. Güler yüzlü, samimi, ilgili ve işinin ehli diye sıraladıkları her klinikten en az ikişer isim söylediler lakin bizim doktorumuzun ismini kimse zikretmedi. Hem Vallahi, hem de Billahi!

Ama bu nasıl olur?

Koca Antalya medyası, durduk yerde “Halkın doktoru” der mi? Demez, dememeli.. O halde araştırmaya devam..

Başhekim yardımcılarının bulunduğu kata çıktım. Sekreteryadan öğrendim ki Nefi bey “beyin cerrahı” imiş. Gülmeyin efendim bilmiyordum, sordum öğrendim!

Tabii bunu öğrenince kafam karıştı, şüpheler çoğaldı ve haliyle sorular beynimi kemirmeye başladı. (Beyin cerrahına mı gitsem!)

Neden süphe? Şöyle ki; sağlık bilgisi olan, tıp ile ilgisi olan herkes, Beyin Cerrahı’ndan “Halkın Doktoru” olmayacağını bilir! Mesela siz ve yakınlarınızdan kaç kişi beyin muayenesi için beyin cerrahına gitmiştir? Ya da omurilikten sıvı aldırmıştır? Rahmetli babam, beyin tümöründen vefat etti. Aylarca İstanbul’da beyin cerrahisinde kaldık. Beyin cerrahlarının ne derece “halkın doktoru” olduklarını en iyi gözlemleyenlerden biriyim. Bir kere halkın doktoru olmak demek, halkla iç içe ve halkın yanında olmak demektir. Hastasına ameliyat sonrası bir kere görünüp, kaybolan kibir abidesi beyin cerrahları gördüm mesela.

Hülasa, beyin cerrahları bizim anladığımız “halk”ın doktoru değiller. (İstisnaları tenzih ederim) Zira, teknik olarak da diğer branşlara göre en az poliklinik hizmeti verirler. Yani, beyni ve omuriliği problemli zevatı saymazsak tabii! Eh, Nefi bey de fazla hasta bakıp hayrına(!) tedavi etmediğine göre, halkın doktoru sayılmaz. Sayanlar el kaldırsın!

Peki, o halde nerden geliyor bu “halkın doktoru” algısı? Bunu da araştırdım. Ee, oraya kadar gitmişim öğrenmeden elime kalemi alır mıyım?

Efendim, doktorumuz, yani Nefi bey; vatandaşı kapıda karşılar ve kapıya kadar uğurlarmış. Onu makamında ziyarete gelenler pek memnun ayrılırmış. Onların tomografisiymiş, emarıymış (MR), ultrasonuymuş, uzman doktoruymuş v.b. itina ile ve ivedilikle halledermiş. Yok sıraymış, yok randevuymuş pöh, “halkın doktoru” varken böyle külfetleri yaşamazmış o halk!

Sesinizi duyar gibiyim; “ne halkı ya!?”

+Partinin “Halkı”

-Hangi partinin?

+Tabii ki cumhuriyet “halk” partisinin!

-!!??

Affedersiniz; siz ne sanmıştınız ki!?