Aslında şu soruyu sorarak başlamak lazım; Sena Nur ÇELİK mi gerçek Alanyalı, yoksa onun Alanyalı olmadığını iddia eden bir kısım medya mensubu ile bazı siyasiler mi?

Siz düşüne durun hele, birazdan döneceğim buraya..

Sena Nur ÇELİK, AK Parti’nin Antalya 5. sıradan aday gösterdiği Milletvekili adayı. Kendi deyimiyle, atadan babadan Yörük, Alanya göçeri. Ailesi, birinci derecede akrabaları, halen kendi köylerinde yaşıyorlar. Yetmez mi?

Yok, yetmedi.. İlle de doğma-büyüme Alanyalı olacak!

Peki, buyuralım burdan yakalım; hadi siz söyleyin bakalım, atadan babadan doğma-büyüme Alanyalı bir Milletvekili var mı? Parti önemli değil, seçilebilir yerden aday da olsa kabulümüz. Var mı?

Yok!

AK Parti seçilebilir yerden Alanyalı olduğunu beyan eden bir aday koymuş mu?

Evet..

Üstelik hem genç, hem de kadın. İngiltere gibi dünyanın önde gelen üniversitelerinde okuyup yüksek lisans yaptığını, İstanbul’da uluslararası bir hukuk şirketinde avukatlık yaptığını, ileri derecede İngilizce bildiğini..Bu ve benzeri özelliklerini saymıyorum bile.

Peki derdiniz nedir sizin? Ne istiyorsunuz?

Doğduğu yerde yaşayan kaç milletvekili adayı var, kaç il başkanı veya ilçe başkanı var? Hadi söyleyin. Yok, yok söylemeyin, kalın puntolarla yazın!

Kim gerçek Alanyalı sorusuna dönecek olursak..

Uzun lafın kısası, bazı basın mensupları ve siyasi rakipler, AK Parti milletvekili adayı Sena Nur ÇELİK üzerinden “kirli” bir algı operasyonuna imza atıyorlar. İnsan merak ediyor doğrusu; “Haber kutsal, yorum hürdür” ilkesinden haberdar mı bu insanlar? Haydi daha açık soralım, bu basın-yayın ilkesine ne kadar sadıktır bu çok bilmiş tayfamız!?

Yorum hürdür, evet. Peki, haberin kutsallığı nerede?

Mesela, siz okumadığınız bir kitabı nasıl yorumlarsınız? Yorumlayamazsınız.. İçeriği hakkında bilgi sahibi olmadan ve yazarı ile konuşma gereği duymadan, kitabı okuyuculara nasıl tanıtırsınız? Nasıl haber yaparsınız? Bu haberin kutsallığı nerede? Buna haber denir mi?

Denmez..

Denilse denilse, yalan haber denir. Kirli haber denir.    

Düşünebiliyor musunuz; 7 Nisan akşamı adaylar açıklanıyor, 1 dakika sonra sosyal medya, bir gün sonra da yazılı basın Sema Nur ÇELİK’i yerden yere vuruyor. Alanyalı değilmiş de, yok babası TV sahibiymiş de! Yani TV sahibi değil de tarla sahibi olsa; sanki “babası çitçi”, “köylü kızı” diye tenkit etmeyeceksiniz öyle mi? Hıı, tabi tabi!

Herhangi bir basın ve medya mensubuna sorulsa; “tanımadığınız, bilmediğiniz, görmediğiniz ve hatta konuşmadığınız bir insanı kamuoyuna nasıl anlatırsınız?” diye, cevap ne olur?

Yok..

Biz söyleyelim: Tabii ki yanlış bilgilerle..

İletişim çağında yaşıyoruz güya, lakin Antalya’da iletişim hak getire! Doğru bilgi, bir telefon kadar uzak halbuki. Ama, gaye bağcıyı dövmekse eğer.. Cümlenin devamını biliyorsunuz artık!

Doğru bilgi gözünüzün önünde dururken, kulaktan duyma dedikodulara itibar etmek.. Ve buradan aldığınız eksik ve yanlış bilgi kırıntılarını haber yapmak, köşenizde yorumlamak size ne kazandırabilir? Antalya halkına nasıl bir yarar sağlayabilir?

Gerçekten merak ediyor insan..

İtibarınız mı artıyor? Daha saygın, daha güvenilir mi oluyorsunuz?

Hayır..

Cevap bu kadar basit!