Seçim sonrası koltuğunu koruyan ya da yeni seçilen başkanlara yönelik Akdeniz Manşet ve Gazete Bir ailesi olarak yaptığımız ziyaretlere Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal ile başlamıştık. Dün de Konyaaltı’nın yeni Başkanı Semih Esen’in konuğuyduk…

Her iki başkanın da dikkat çektiği husus, seçim sürecinde yaratılan gerilim ortamıydı. Burada genel ifade kullanıyorum çünkü bu gerilimin müsebbibi tüm siyasilerdi. Yani şu taraf yaptı, bu taraf yapmadı diye bir şey sözkonusu değil. Nitekim bu durumun toplumda ciddi kutuplaşmalara neden olduğunu, toplum psikolojisinin ağır hasarlar aldığını artık herkes kabul ediyor…

Muratpaşa Belediye Başkanı Avukat Ümit Uysal, toplumun artık seçimlerden de, gerilimlerden de yorulduğunu ve huzur içinde yaşamak istediğini vurgulamıştı. Benzer şeyleri Konyaaltı Belediye Başkanı Avukat Semih Esen de söyledi. Toplumun tüm siyasilere net bir mesaj verdiğini, CHP olarak bu mesajı çok iyi anladıklarından söz etti. Tek hedeflerinin ayrımsız, ötekileştirmeden, eşit ve adil hizmet sunmak olduğundan dem vurdu. Hepimizin duymak istediği, duymaktan mutlu olduğu mesajlar verdi, umutlarımızı yeşertti…

Mesela “Rövanşist olmayacağız” dedi. Yani şu partili, bu partili diyerek kimsenin ekmeğiyle oynamayacaklarını söyledi. Bizzat Genel Başkan Kemal Kılıçdaroğlu’nun bu yönde tüm belediye başkanlarına direktifi olduğunu anlattı…

Dedim ya hepimizin her belediye başkanından duymak isteğimiz şeyleri sıralayıverdi. Mutlu olduk, umutlandık, takdir ettik. Tabi söylemler güzeldi ancak bazı endişelerimiz de yok değildi. Onları da dile getirdik. Bilhassa sosyal medya üzerinden seçilmiş başkanlar adına intikam çığlıkları atan fanatikleri sorduk. Onların başkanlar üzerinde baskı oluşturabileceğine, ‘intikam’ beklentilerinin ilerleyen zamanlarda başkanları sıkıntıya sokabileceğine yönelik endişelerimizi ifade ettiğimizde ise Esen, “Bu tür yaklaşımlar istenmese de her partide olabiliyor ne yazık ki. Ancak biz belediye başkanları olarak yüklendiğimiz sorumluluğun farkındayız. Bu beklentilere karşılık vermemiz sözkonusu dahi olamaz/olmamalıdır” diyerek yüreğimize su serpti. Bu yaklaşımı ve kararlılığı hangi partili olursa olsun tüm belediye başkanlarında görmek en büyük temennimiz. Siyaseti varlık nedeni olarak gören partizanların dışında genel ekseriyetin ortak beklentisi, siyasetin seçimlerle birlikte artık geride bırakılması. Çünkü artık kısır kavgaların, çatışmaların ne ülkeye, ne yaşadığımız kentlere ne de vatandaşa bir faydası yok.

Bu ülke, bu kent hepimizin ortak değeri. Öyleyse bu ortak değere hep birlikte sahip çıkmalıyız. İyi şeyler yapanı takdir edip alkışlamalı, yanlış yapanı ise uyarıp hizaya gelmesini sağlamalıyız. Bunu da siyasi saiklerle değil, kamu yararı gözeterek yapmalıyız.

Aksi halde değişen sadece parti isimleri olur vessalam…