Geçtiğimiz günlerde Hüsnü Şahin, Haydar Çiftçi, Mesut Kılcı, Durmuş Atıcı ve Paşa dayı ile balık tutma keyfiyatçılığı yaptık.
Sabahın erken saatinde Kale İçi Yat Limanı’ndan çıkıp, tekneyi önce Tayla Otel’in karşısına demirledik, ardından da Atatürk Parkı’nın içerisindeki dev Türk Bayrağı’nın hizasına geldik.
Mesut Kılcı iki oltayla atıp, çekiyor biz elimizdeki tek oltayla kendisini hayretle izledik.
Zira bizde tık yoktu.
Benim bir metre yan tarafımdan denizin dibini kurutan Kılcı ama, nedense balon balığı dahi bizim oltayı titretmiyordu.
Tam bunu düşünürken meğer bizim dipte balık vurmasını beklediğimiz misinayı balon balığı dişleriyle kemirip, yemleri alıp gitmiş, biz de oltası olmayan boş misinayla balık tutacağız diye bekliyoruz.
O an kendi aramızda bir espri konusu oldu.
Menderes Türel Büyükşehir Belediye Başkanıyken, Antalya’nın körfezinde balık kaynıyordu şimdi Akaydın var ve keyifçilerde tık bile yok!..
Espriyi ortaya atan da benim.
Derken konu dönüp, dolaşıp balıkçı barınağına geldi.
Ne de olsa denizin üzerindeyiz ve doğal olarak barınak olayıyla gündemi karıştırmak lazım.
Bilindiği üzere, yıllardır resmen kangren haline gelen Antalya’nın balıkçı barınağı konusu, her seçin döneminde adayların, “Ben yapacağım” dediği bir projedir.
Ben diyeyim 15, balıkçılar desin 20 yıldır herkes söz verdiği halde o barınak bir türlü yapılamamış.,
Balıkçılar ya Kaleiçi Yat Limanı’nda, yada Büyük Liman’da sığıntı gibi varlıklarını idame ettirme çabası içerisindeler.
Antalya Balıkçı Barınağı, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanlığı tarafından ihale edilip yaptırılmaya başlandı.
Barınak, Yurt içi ve yurt dışında bir çok önemli projelere imza atan Kolin İnşaat A.Ş’ye verildi.
Söz konusu şirketin internet sitesine girdiğimizde, Azerbaycan’dan, Afganistan’a, Ürdün’den Giresun’a bir çok inşaat ve yol yapım işinde söz sahibi.
Ne var ki, geçtiğimiz günlerde Antalya’da baş gösteren şiddetli yağış ve fırtına, yapımı devam eden Antalya Balıkçı Barınağı’nın 50 metrelik kısmında büyük hasara yol açtı. Dolayısıyla barınak inşaat çalışmaları sekteye uğradı.
30 milyon TL’ye mal olacak Antalya Balıkçı Barınağı inşaatını geçtiğimiz Ekim ayında Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım da denetimlerde bulunmuştu. Ziyaret sonrası Balıkçı Barınağı inşaatında su sürkülasyonunu sağlayacak olan menfezlerin de yapılmadığı ortaya çıkmıştı.
Şiddetli fırtına ve dalgalar, Ulaştırma, Denizcilik ve Haberleşme Bakanı Binali Yıldırım’ın denetlediği Antalya Balıkçı Barınağı inşaatında yapımı devam eden mendireğin tam orta yerinden yaklaşık 50 metrelik bölümü yıktı.
Önümüzdeki yıl Haziran ya da en geç ağustos ayında hizmete girmesi beklenen Antalya Balıkçı Barınağı inşaatında mendireğin yıkılması maliyetleri artıracağı hem de inşaat süresini uzatacağı öne sürülmesi, ister istemez, “Acaba” sorusunu ortaya çıkıyor.
Bakan Yıldırım’ın bizzat denetiminde, su sürkülasyonunu sağlayacak olan menfezlerin yapılmadığını tespit etmesinden sonra, ilk fırtınada mendireğin 50 metrelik bölümünün yıkılması, insanın aklına, “Balıkçılar yılların özlemi sona erecek diye beklerken, yapımı devam eden o barınaktaki mendirek kâğıttan mı yapılıyor” sorusunu akla getiriverdi.
Oysa ki.,
Antalya balıkçı barınağı işini Kolin İnşaat, Ticaret, Turizm Sanayi ve Ticaret A.Ş ile Arsel İnşaat Tesisat Makine ve Ticaret ve Sanayi Limited Şirketi ortak girişimi alırken, 34 yıllık deneyimleri bulunduğu ve inşaat sektöründe uzman oldukları vurgulanmıştı.
Peki o mendirek balıkçılar oraya taşındıktan sonraki ilk fırtınada hasar görseydi ne olacaktı.
Bakanlık laf olsun diye mi denetliyor?
Kimse kusura bakmasın ama, ilk fırtınada yıkılan mendireği gördükten sonra, “Evet öyleymiş” demekten kendimizi alamıyoruz.
Hakikaten devlet malı deniz mi ki?