‘Çiçeği burnunda’ diyorum ya.,
Yeni geldiği içindir vurgulamam..
Sayın müdürüm..
Google’a girdim. Adınızı ve soyadınızı yazıp, enter tuşuna bastım.
İyi ki tüm bunları yapmışım.
Yaşadığım kentin emniyet müdürlüğüne atanan birisinin ilk kez bir değil birkaç kez öz geçmişini okuma gereği hissettim.
Antalya şehrinin bir sakini, dünya kentinin yaşayanı olarak yüreğim kıpır kıpır etmedi desem yalan söylerim.,
Onur duydum.
Gurur duydum..
Celal müdürüm. Siz çok sıkı bir terörcü ve istihbaratçı geçmişe sahipsiniz..
Öz geçmişiniz, yaşadığım kente atanan bir il emniyet müdürü olmanızdan dolayı, kendimi milyon kez daha güvenli bir şehirde yaşadığımı hissettirdi.
Bu vesileyle, “Ne diyor bu adam ya” diye düşünebilir.,
“Bir nefes aldırın, anca Bismillah dedik” şeklinde düşünebilirsiniz..
Beni sakın yanlış anlamayın müdürüm..
Sizin değerli vakitlerinizi alıkoyacak birisi değilim de.,
Antalya açısından bir ciddi konuda zatıâlinizi bilgilendirmeyi kendime görev saydım.
Önceki gün yaygın basının ilave eklerinden birisinde, “Trafik kazaları, cinayetten beter” başlığı altında bir haber yapılmış. Siz de o habere il emniyet müdürü olarak görüş belirtmişsiniz..
Ben kesinlikle haberde kıstas sayılmaya çalışıldığı gibi, “Trafik kazalarında şu kadar vatandaş yaşamını yitirmiş, cinayetlerde ise rakam bu kadarmış” olayına girmeyeceğim.
Müdürüm.,
Ben 30 yıllık gazeteciyim.
Hoş, sizin gibi istihbaratçı birisine kendimden neden bahsetmeye çalışıyorsam da, bilmenizi istediğim ya da kendime göre dikkatinizi çekmeye çalıştığım bir husus var ki, epeydir bu konu içimde ukde kalmadı desem yalan söylemiş olurum.
Hani, “Antalya trafiği” başlığı altında toplantı, sempozyum ne bileyim, dostlar alışverişte görsün türünden bir araya gelmeler olur ya.,
Sakın kale almayın.
Öncelikle, şahsınızın en tepe sorumluluğunu yaptığınız, “İl Trafik Denetleme Müdürlüğüne” bağlı özellikle motorlu trafik polisleri ki kusura bakmazsanız ben onlara hiçbir zaman trafik polisi yada polisleri (istisnalar hariç) demeyeceğim, lütfen arada bir tebdili kıyafet ile Antalya’nın en işlek birkaç caddesini gezin, ne demek istediğimi emin olun ilk gün anlarsınız..
Sayın müdürüm.,
Antalya’nın özellikle şehir merkezindeki trafik polislerinin üç ana görevleri var.
Sizden önceki baş müdürlerimizin emirleri olduğundan olacak ki, birincisi zatıalinizin de daha ilk demecinde belirttiğiniz gibi iki tekerli motorların vahameti.
Evet, iki motor kafa kafaya çarpışıp, o kazadan bir ya da birkaç ölüm baş gösteriyorsa vahimin de vahimi bir olay.
Antalya’nın en büyük sorunu trafik sorunu denir ya, “Benim şehir içerisinde görevli trafik polisim bu sorunun neresindedir” sorusunu çok kez yönelttim.
Ben cevap vereyim mi müdürüm?
Güllük Caddesi’nin ya kahve diyarında.,
Ya da Cumhuriyet Meydanı’nın falanca kafesinde.,
Valilik arkasındaki Hasan Subaşı Caddesi üzerinde bir sürücü arabasını gelişi güzel park edip gitmiş.,
100. Yıl’ın arka sokağındaki araç geçişleri, rezil otopark zihniyeti yüzünden arap saçına dönmüş, emin olun gömleği ya da ceketlerinin göğüslerinde veya kollarında trafik polisi yazan ağabeylerimin umurlarında bile değil.
Varsa yoksa iki tekerli motor topla, gözüne kestirdiğine bas cezayı al sana trafik polisliği..
Ben uzun yıllardan sonra da olsa, yaşadığım kentin trafik polislerini sayenizde görmek istiyorum müdürüm. Siyasi engellemeler baş gösterecek olsa da ki olacak eminim, ne olur Antalya’nın özellikle ana arterleri ve hemen arka bahçelerindeki trafik akışları için emir verin.
Lütfen.. Lütfen.. Lütfen..