Geçtiğimiz hafta bu köşede akıllı telefonların gelişim hızına ayak uyduramayan bataryalara değinmiştik. Yazımıza bu hafta kaldığımız yerden devam etmek istiyorum. Hatırlanacağı üzere Samsung’un iki amiral gemisi mevcut; Galaxy ve Note serileri. Galaxy serisinin kalemli alternatifi olan Note serisi geçtiğimiz yıllarda önemli gelişmeler göstererek oldukça popüler bir model olmayı başarmıştı.

Galaxy S7 ile tüm zamanların en karlı dönemini yaşayan Samsung bu başarıyı perçinlemek için benzer özelliklere sahip zarif bir cihaz olan Note serisinin son modeline Note 7 adını vererek her iki seriyi de birbirine yakın tutmak istiyordu. Böylelikle Note5’ten bir anda Note 7’ye atlanmasıyla da bir ilk gerçekleşmiş oldu.

Ciddi bir lansman çalışmasından sonra piyasaya sunulan Note7’nin ülkemizde de raflarda yerini almaya başladığı günlerde bataryalarında yaşanan ısınma problemi sonucu 40 civarında telefonda patlama yaşanmasıyla oldukça kritik bir karara imza atan Samsung bu modeli piyasadan çekmeye karar vermişti. Peşpeşe iki çağrı ve çok sayıda teklif ile tüketicilerden Note 7’leri geri çağıran şirket, telefonların önemli bir kısmını geri toplamayı başardı.

Yaklaşık olarak satılan telefonların %93’ünü geri toplamayı başaran şirket olası yeni patlamaları önleyebilmek için toplam maliyeti 5.3 milyar Dolar olduğu tahmin edilen bu süreci bir an önce tamamlamak istiyor. Bu sebeple yayınladığı güncellemelerle ilk etapta telefonun %60’tan fazla şarj olmasını engellemeyi başaran şirket önceki günlerde daha radikal bir yazılım güncellemesi yayınlayarak cihazların artık hiç şarj olmamasını hedefliyor. Böylelikle güncellemeyi yükleyen tüketicilerin cihazları bir an önce iade ederek şirketi Note 7 lekesinden kurtarmayı düşünüyorlar.

Şirketin bundan sonraki modellerine olan ilginin ne olacağı merakla beklenirken ABD’de yapılan güncel bir araştırma şirketin müşteri memnuniyeti bakımından ciddi sıkıntılar yaşamadığını gösteriyor. Araştırmanın en önemli bulgusu, Note 7 fiyaskosuna rağmen müşterilerin %91’inin Samsung kullanmayı sürdürmeyi planladığı ve yeni modellerini almayı planladığını ifade ediyor.

Araştırmanın sonuçları aslında çok da şaşırtıcı değil! Akıllı telefon piyasasını iki lider sistem olan IOS ve Android cephelerinden incelediğimizde Samsung’un kendi kulvarında başarılı ARGE ve PR çalışmaları sayesinde liderliği koruduğunu zaten biliyoruz. Kullanıcılar açısından IOS ve Android arasında ciddi bir kutuplaşma mevcut. Cihazını yenileyen kullanıcıların önemli bir kısmı aldığı model ve üretici hangi firma olursa olsun aynı işletim sistemi üzerinden yoluna devam etmeyi tercih ediyor. Piyasaya farklı segmentlerde ürünler sunarak farklı demografik gruplara ulaşmayı hedefleyen Samsung bu noktada Apple karşısında en ciddi Android savaşçısı olarak tüketicilerin öncelikli tercihi olmayı sürdürecek gibi.

Samsung’un kendi işletim sistemini kullanmaya yönelik merakını ve akıllı telefon kavramını hayatımıza sokan Apple’ın geliştirdiği IOS sistemini kullanan tek cihaz olan IPhone cephesini ise sonraki yazılarda değerlendirmek istiyorum.

Sevgiyle Kalın!