Ne demiştik?
“Seçim farelerine dikkat.”
1- Yerel seçimler yaklaşıyor ya, herkes anketör olur çıkar.
2- Yakında ardı ardına yerel gazete patlaması başlar.
Peki, buna neden gerek duyduk?
Özellikle altını çizerek söylüyorum; biz gazeteciler başkalarına şüphe ile bakar, kendimiz sütten ak kaşığızdır!.
Genelde ne bir birimizin yazdığı yazı yada yazıları beğeniriz!.
Ne de olaylara bakış açılarımızı!.
Zıtızdır biz zıt!.
Çünkü gazeteci aykırı duruş olayını kendisine marifet saymıştır!..
Gazeteciden çok gazeteci müsvettelerinin cirit attığı bir ortamı varın artık siz düşünün.
Peki ama biz ne zaman çuvaldızı başkalarına batırırken, iğneyi kendimize batırmayı düşüneceğiz ki?
Geçtiğimiz haftanın son günlerinde biraz bunu yapalım dedik.,
Ve, “Seçim farelerine dikkat” çektik.
O fareler var ya o fareler, kuyruklarına basmışız ki, kafalarını anında uzatıp, ciyak ciyak bağırıverdiler.
Bıktım artık gazeteci taklidi yaparak, her seçim öncesi ortaya çıkıp, birkaç aylık sayısını adayların sırtına yükleyip, o adayları soğan gibi söğüşledikten sonra ortadan yok olan dolandırıcılardan.
Giden gittiğiyle kalmıyor, işini adam gibi yapanlara da kötü gözle bakma yolunu açıyor.
Ben 27 yıldır gazetecilik yapıyorum.
Hem de severek.
Kendini sevmek, kendinden başlayan bir sevgi ile çevreye açılmaktır. Onda karşılık yoktur. Özden geldiği için beklentisizdir.
Bütün psikolojik rahatsızlıkların kaynağı beklentilerdir. Kendini seven beklentiye düşmez. Kendine verilene, sunulana rıza gösterir. Yaptıklarını da karşılıksız yapar. Bundan karşı taraf, algısı nispetinde yararlanır.
Hasan Cemal’in, “Gazetecilik bayrağını ne kadar yüksekte tutarsak, kendi mesleğimizin bağımsızlık ve özgürlüğüne ne kadar sahip çıkarsak, inadına gazetecilik çizgisinde ne kadar yürüyebilirsek, bu ülkede demokrasi ve hukuk çıtası da o kadar yükselir” söylemi olağanüstü.
Peki ne derece bunu yapabiliyoruz?
Nereye kadar yapmamıza müsaade ediliyor?
Ya da yapmak için elimizden gelen çabayı niçin göstermiyoruz?
“Psikolojik rahatsızlıkların kaynağı beklentilerdir” diyoruz ya.,
Benim hangi seçim olursa olsun, her seçim öncesi aday olmaya hazırlananlara naçizane tavsiyem, o beklenti ipinin üzerinde yürümeye çalışan bizim meslekteki cambazlara dikkat etmeleridir.
Buradan bir kez daha haykırıyorum.
Şükürler olsun ki bugüne kadar kimsenin yalakası olmadık.
“Seviyoruz” dediğimizi beklentisiz ve dibine kadar seviyor olmamızın adı yalakalık oluyorsa bunu daha önce de birkaç kez belirtmiştim şahsım adına dibine kadar yalakayım.
İşini yıllardır adam gibi yapanları kötüleyerek yola çıkanların yolu bu meslekte hiçbir zaman uzun olmamıştır, gazeteci gözüyle bakılmasının ömrü de kısa sürmüştür.
Bu nedenledir ki dün de öyleydi bugün de öyle.
Ve yarın da.,
İnadına gazetecilik.
Ama adam gibi gazetecilik..
Trend Haberler

Antalya’da EDS'lerin devreye gireceği tarih belli oldu

Antalya çalkalanıyor... Bu nasıl bir malvarlığı?

Lüks yaşam, rüşvet, uyuşturucu: Gökhan Böcek soruşturmasında şok tapeler

Antalyalı Vali Ekici, Şırnak’ta destan yazıyor: Antalya’nın gururu

Antalya Pastacılar Odası Başkanı inti*har etti

ALTSO Başkanı: "Hepimizin ekmeği turizmden çıkıyor"