Hem de o kadar basit bir tiyatro ile kandırılıyoruz ki artık insan kızmaya başlıyor. Okuyanlar bilir; haftalar önce FED’in bu yılki faiz arttırım politikasının tamamen bir algı operasyonundan ibaret olduğunu yazmıştım. Hatta faiz arttırma söyleminin, uygulamasından çok daha fazla etki yarattığını bildiklerini ve bu parametrenin gücünü halihazırda zaten kullandıklarını da belirtmiştim.

Bir ülke neden faiz düşürür?

En basit görünümüyle inceleyelim; Türkiye’de 2001 yılından itibaren faizlerin düşmeye başlamasıyla tüm kurumlar ucuz para kaynağına sahip oldu. Bu durum da insanlarda iş yapma ve bundan gelir elde etme isteğini tetikledi. Konut kredilerinde dahi faizin %1’in altına düşmesi asgari ücretli çalışanların bile ev almaya yönelmesini sağladı. Çünkü çalışan maaşının yarısıyla kira öder gibi ev sahibi olabiliyordu.

İşte ABD de Mortgage krizi, Lehman Brother’s gibi sorunları yaşadığı dönemde faiz düşürme kararı aldı. Aslında bu faiz düşürme kararının sebebi çok daha başkaydı. Ucuz maliyetli yatırım yapmak isteyen firmaların hepsi ABD’den taşınmaya başlamıştı. Ülke sadece sürekli yiyen ve bir şey üretmeyen bir konuma bürünmüştü.

Tabi Dünya’ya işi direkt bu şekilde lanse etmek olmuyordu. Ekonomimiz sürekli beslenen ama hiç süt vermeyen bir inek konumuna geldi denilemiyordu. Tüm bu sebeplerden ötürü ABD düşük faizle / maliyetle yatırım düzeyini arttırma yolunu seçti.

Bu işin üstünden yıllar geçti ve artık dünya USD’nin babası, üreticisi, yaratıcısı ve küresel düzenin belirleyicisinin toparlandığını duymak istemeye başladı çünkü söz konusu ülke yaptıklarına rağmen toparlanamıyorsa ABD’nin, dolayısıyla USD’nin bir balon olduğu gerçeği ortaya çıkacaktı.

Velhasılıkelam yıl 2016 oldu ve FED artık ABD toparlandı dedi. Ama toparlanmanın da bazı yerine getirilmesi gereken edimleri bulunuyordu, bunun da en başında faiz arttırımı geliyordu.

İşte o süreçten bugüne bir faiz artacak türküsü başladı. Ne oldu peki? Koskoca 6 ayda %0,25’lik bir göz boyama. Mayıs ayında yine FED Başkanı Yellen Hanım balonları etrafa saçmaya başladı; “Önümüzdeki aylarda vallahi arttırıcaz.” Ay haziran oldu, “Aa, tarım dışı istihdam verileri düşük çıkmış, biz de bugün öğrendik.”

“Yalanınızı yiyeyim.”

İşin en kötüsü ne biliyor musunuz? Ekonomist olarak geçinen, CV’lerinde Stanford’lar, Yale’ler havada uçuşan audit firmalarında bilmem kaç yıllık deneyimim var diyenlerin de bu tiyatroyu alkışlayıp dağın fare doğurmasını gizlemeye çalışmaları. Bu yüzden uyanık olalım ve resme dışarıdan bakalım. Kan-dı-rı-lı-yo-ruz…