Tanrı’m günahlarını affetsin..
Eski bir “taşeron işçi” Halil İbrahim Hancı, intihar etti..
Ailesi acı içinde, “ateş düştüğü yeri yakıyor”..
Ama..
Birileri bu “intihar” olayını, bir ölümü, bir acıyı “siyasi rant” için kullanmaya çalışıyor..
Allah bu tür bir “muhalefet anlayışı” içinde olanlara akıl-fikir, hatta “vicdan” versin..
Çünkü, bu intihar olayının “Büyükşehir Başkanı Menderes Türel” ile uzaktan-yakından ilgisi olmadığını, Halil İbrahim’i iyi tanıyan ve işe yerleştirmek için ricacı olan gazeteci Ahmet Dökdök bile köşesinde yazdı..
Ama bir sendikacı, Türel’i hedef gösteriyor..

HER MESLEKTE VAR
Bakın şimdi..
Türkiye’de onbinlerce “taşeron işçi” var..
Üstelik yıllardır var..
Bu “taşeron işçi”lerden kaç tanesi intihar etti şimdiye kadar, duyanınız var mı?
Çalışan veya çalışmayan, işten atılan veya atılmayan her meslek grubundan insan var..
Bunlardan da “intihar” etmeye kalkanlar oluyor..
Çalışan veya çalışmayan, işten atılan veya atılmayan her insan intihara da kalkışmıyor..
Eğer bir insan “intihara meyilli” ise, sadece işten atılmak falan değil, bir sürü neden onu harekete geçirebilir..

DAHA ÖNCE NEREDEYDİ?
“Gerçekler” böyle iken..
TÜM-BEL-SEN Antalya Şube Başkanı İlhan Karakurt diyor ki:
“Halil İbrahim, Büyükşehir yönetimi tarafından işten çıkartıldı, o da bunalıma girdi ve intihar etti.. Buna rağmen hala işten çıkarmalar devam ediyor..”
Sonra daha da ileri gidiyor..
“Halil İbrahim’in intiharı, taşeronlaşmanın sonuçlarından sadece biri, toplu intiharlar mı bekliyorsunuz” diye olayı farklı bir boyuta taşıyor..
Bir sendikacı, insanların “çalışma koşulları”yla ilgili olarak “çok daha iyi imkanlar ve koşullar” isteyebilir..
Karakurt’u bu noktada anlarım..
“Taşeronlaşma” sistemiyle ilgili her türlü eleştirisini de anlarım..
Hatta bu konuda kendisine “destek” bile olurum..
Ama..
Bir kişinin intiharı üzerinden “muhalefet” yapmasını anlamam, üstelik ayıplarım..
“İşten çıkarma” hatta “maaş ödememe” konusunda, bir önceki yönetime sesini hiç çıkarmamasını ise sizlerin takdirine bırakıyorum..

VİCDANI SIZLAMAYACAK MI?
Ahmet Dökdök, önceki gün yazdığı köşe yazısında, “Halil İbrahim”i anlatmış ve (yukarıda da dediğim gibi) intiharla Büyükşehir Başkanı ve yönetimini bağdaştırmanın büyük bir haksızlık olacağını söylemiş..
Halil İbrahim’in “en yakınındaki” kişilerden biri olan Dökdök’ün bu sözlerinden sonra..
İntiharla “işten çıkarma”yı ve “taşeronlaşmayı” bağdaştıran İlhan Karakurt’un yüzü hiç kızarmayacak mı?
Farklı düşünceye sahip diye, sırf “muhalefet etmek ve Büyükşehir yönetimini itibarsızlaştırmak” adına, bir intiharı bile kullandığı için vicdanı sızlamayacak mı?

BUNU DA İZAH ETSİN
Ayrıca..
Karakurt, “işten atılan insanların psikolojik sorunlar yaşayabileceği ve intihar edebileceği”ni de söylemiş..
Doğrudur, bunlar olabilir..
Sadece Türkiye’de değil, dünyanın her yerinde olabilir..
Ama..
“Muhalefet etmek” için insanların acısını kullananlar da “psikolojik sorunlar” yaşıyor olabilir..
Her psikolojik sorun yaşayan “intihar” etmiyor..
Karakurt bunu nasıl açıklayacak?