Tarım ürünleri üretici fiyatları, 2025 yılının son çeyreğine girilirken yüksek seyrini korumaya devam ediyor. Türkiye İstatistik Kurumu’nun (TÜİK) açıkladığı Kasım 2025 Tarım Ürünleri Üretici Fiyat Endeksi (Tarım-ÜFE) verileri, tarım sektöründe fiyat baskısının yapısal niteliğini bir kez daha gözler önüne seriyor. Her ne kadar aylık bazda sınırlı bir gerileme görülse de yıllık ve özellikle çok yıllık ürünlerdeki artışlar, tarımsal enflasyonun kalıcı karakterini ortaya koyuyor.
Aylık Gerileme, Yıllık Yüksek Artış
Kasım ayında Tarım-ÜFE bir önceki aya göre %1,56 oranında gerilerken, yıllık bazda %31,45, on iki aylık ortalamalara göre ise %37,58 oranında artış gösterdi. Bu tablo, kısa vadede mevsimsel veya geçici düzeltmeler yaşansa bile, tarım sektöründe maliyetlerin ve fiyatların genel yönünün hâlâ yukarı olduğunu ortaya koyuyor.
Aylık düşüş, ilk bakışta olumlu bir sinyal gibi algılansa da bu gerilemenin talep zayıflığı, hasat etkisi ve bazı ürünlerde arz artışı gibi geçici faktörlerden kaynaklandığı görülüyor. Nitekim yılbaşına göre artış oranının %31,97 seviyesinde olması, üretici üzerindeki maliyet baskısının henüz hafiflemediğini gösteriyor.
Bitkisel Ürünlerde Ayrışma Dikkat Çekiyor
Kasım verilerinde en çarpıcı unsurlardan biri, tek yıllık ve çok yıllık bitkisel ürünler arasındaki güçlü ayrışma oldu.
• Tek yıllık (uzun ömürlü olmayan) bitkisel ürünlerde aylık bazda %0,69, yıllık bazda ise yalnızca %6,52 artış kaydedildi. Bu sınırlı artış, hububat, sebze ve bazı tarla ürünlerinde arzın görece dengeli seyrettiğine işaret ediyor.
• Buna karşılık, çok yıllık (uzun ömürlü) bitkisel ürünlerde yıllık artış oranı %73,79 gibi son derece yüksek bir seviyeye ulaştı. Yılbaşı’na göre artış ise %84,63 ile dikkat çekiyor.
Bu fark, tarımda ürün deseni ve iklim risklerinin fiyatlar üzerindeki belirleyici etkisini açıkça ortaya koyuyor. Özellikle meyve ağaçlarını etkileyen don, kuraklık ve rekolte kayıpları, çok yıllık ürünlerde fiyatların adeta sıçramasına neden oluyor.
Meyvede Rekor Artışlar
Alt gruplar incelendiğinde, yumuşak ve sert çekirdekli meyvelerde yıllık artışın %122,79’a ulaşması, tarım enflasyonunun hangi noktada yoğunlaştığını net biçimde gösteriyor. Elma, armut, kiraz, kayısı ve şeftali gibi temel meyvelerdeki bu sert artış hem iç piyasada tüketici fiyatlarını hem de gıda enflasyonunu doğrudan etkiliyor.
Buna karşın, tropikal ve subtropikal meyvelerde aylık bazda %38,02’lik sert bir düşüş yaşanması, mevsimsel dalgalanmaların tarım fiyatları üzerindeki oynaklığı artırdığını gösteriyor. Ancak bu tür keskin düşüşlerin kalıcı olmadığı ve genellikle kısa süreli düzeltmelerle sınırlı kaldığı biliniyor.
Hayvansal Ürünlerde Yeniden Yükseliş
Kasım ayında canlı hayvanlar ve hayvansal ürünler grubunda aylık %2,17’lik artış, sektör açısından önemli bir sinyal veriyor. Yıllık artış oranı %27,33, on iki aylık ortalamalara göre artış ise %26,66 seviyesinde.
Yem maliyetleri, enerji fiyatları ve finansman koşulları, hayvancılık sektöründe maliyetlerin yüksek kalmasına neden oluyor. Aylık artış, et ve süt fiyatlarında önümüzdeki aylarda yeniden yukarı yönlü baskı oluşabileceğine işaret ediyor. Bu durum, özellikle dar gelirli haneler için gıda erişimini daha da zorlaştırabilecek bir risk barındırıyor.
Orman ve Su Ürünlerinde Fiyat Dinamikleri
Kasım ayında orman ürünleri ve ilgili hizmetlerde yıllık artış %45,02, balıkçılık ve su ürünlerinde ise %46,25 olarak gerçekleşti. Bu iki grup, tarım sektörü içinde çoğu zaman ikinci planda kalsa da inşaat, mobilya, gıda ve ihracat zincirleri açısından stratejik öneme sahip.
Özellikle su ürünlerindeki %51,07’lik on iki aylık ortalama artış, denizlerde av baskısı, iklim değişikliği ve girdi maliyetlerinin bu alanı da ciddi biçimde etkilediğini gösteriyor.
Tarım Enflasyonu ve Gıda Fiyatları İlişkisi
Tarım-ÜFE’deki yüksek artışlar, gecikmeli de olsa tüketici fiyatlarına yansımaya devam ediyor. Özellikle meyve-sebze ve hayvansal ürünlerdeki maliyet artışları, gıda enflasyonunun düşmesini zorlaştırıyor.
Bu noktada tarım enflasyonunun, yalnızca üreticinin sorunu değil; para politikası, sosyal politikalar ve gelir dağılımı açısından da kritik bir başlık olduğu görülüyor. Tarımsal üretimde verimlilik artışı sağlanmadan ve girdi maliyetleri kalıcı biçimde düşürülmeden, fiyat istikrarının sağlanması zor görünüyor.
Politika Açısından Çıkarımlar
Kasım 2025 Tarım-ÜFE verileri, üç temel gerçeğe işaret ediyor:
1. Aylık dalgalanmalar yanıltıcı olabilir: Asıl belirleyici olan yıllık ve ortalama artışlardır.
2. Çok yıllık ürünler tarım enflasyonunun merkezinde yer alıyor: İklim riskleri ve yapısal sorunlar çözülmeden bu alanda fiyat istikrarı sağlanamaz.
3. Hayvansal ürünlerde yeni bir fiyat dalgası riski bulunuyor.
Bu çerçevede, tarım politikalarının kısa vadeli fiyat müdahalelerinden ziyade; planlı üretim, sözleşmeli tarım, girdi desteklerinin hedefli hale getirilmesi ve iklim uyum yatırımlarına odaklanması gerektiği bir kez daha ortaya çıkıyor.
Sonuç: Tarımda Fiyatlar Düşmüyor, Yalnızca Şekil Değiştiriyor
Kasım 2025 Tarım-ÜFE verileri, tarımda fiyatların gerilemediğini; yalnızca ürün bazında yer değiştirdiğini gösteriyor. Aylık düşüşler geçici, yıllık artışlar ise kalıcı bir soruna işaret ediyor. Tarım enflasyonu, Türkiye ekonomisinin en dirençli ve en karmaşık başlıklarından biri olmayı sürdürüyor.
KASIM 2025 TARIM ÜRÜNLERİ ÜRETİCİ FİYAT ENDEKSİ
Zafer Özcivan
Yorumlar
Trend Haberler
Konyaaltı’nda tüm parklar dönüşecek
Antalyaspor’un hali içler acısı: Türel’li yıllara özlem büyüyor
Manavgat’ta motosikletlere ceza yağdı
Akdeniz’de peş peşe iki deprem
Böyle giderse küme düşeriz!
İçişleri Bakanlığı: 'Yeşil' adıyla arama yapan kişinin hükümlü olduğu tespit edildi