Öğrenci kayıtları ise başladı.
Haliyle aileleri de aldı yine bir telaş.
Bilindiği üzere her eğitim-öğretim yılı öncesi Milli Eğitim Bakanlığı ve valilikler genelge yayımlar. “Kayıt kabul döneminde velilerden hiçbir ad altında aidat ve bağış alınmayacak” uyarısı yapılır.
Ancak üzülerek belirtmeliyim bu emirleri uygulayan yok.
Çocuğunu okula gönderen her aileden değişik isimler altında para istenir. Vermeyen dışlanır, çocuğu kalabalık sınıfa gönderilmekle tehdit edilir. Okul yönetimleri bakanlık ve valilik nezdinden bir sıkıntı yaşamamak için veliden direkt para istemez. Bunu okul aile birliği marifetiyle yaparlar. Böylelikle şikayet edilse bile rahatlıkla bu işin içinden sıyrılıyorlar.
Özetle, herkes bildiğini okur, olan da velilere olur.
Dün yeni bir skandalla karşılaştık. “Bas parayı, seç hocayı”.
Hürriyet Gazetesi’nin haberine göre velilerden kuru kuruya bağış istemek yerine paralı öğretmen tercihi uygulaması başlatan bazı okullar, eğitim anlayışı ile ön plana çıkan başarılı öğretmenlerin isimlerini kullanarak sınıf, öğretmenler odası, konferans salonu, tuvalet gibi alanlardaki sözde eksikleri gideriyor, tadilat yapıyor.
Buyur buradan yak!
Bizim eğitmenlerde çare biter mi?
Bu tür saçma sapan işlerle uğraşmak yerine enerjilerini çocuklarımızın eğitimi için kullansalar daha iyi olmaz mı?
Bu arada, okul yöneticilerine de fazla kızamıyorum. Çaresizlikten böyle yolları başvurmak zorunda kalıyorlar. Milli Eğitim Bakanlığı’ndan yeteri kadar destek göremeyen okullar, haliyle eksiklerini gidermek için böyle yollara başvuruyor.
Kayıt paraları nedeniyle geçmişte birçok hoş olmayan tatsız olay yaşandı. Bunlara bir yenisi eklenmemesi için gerekli yerlerin gerekli önlemleri almasında yarar var. Dolayısıyla okulların açılmasına kısa bir süre kala konuya dikkat çekmek istedim. Aynı zamanda bir basın mensubu olarak da konunun takipçisi olacağımı belirtmek istiyorum.