Giderek yaşlanıyor, olgunlaşıyoruz…

Yeni bir yıla adım attığımız şu saatlerde geriye dönüp şöyle bir baktığımızda yılların ne de çabuk geçtiğini anlıyoruz…

 

Kimimizin ‘keşke’leri, kimimizin ise ‘iyi ki’leri var yaşamında çokça…

 

Aslında yaşam, ona ‘pozitif’ baktıkça güzelleşiyor ve değişiyor. Tabi böyle bakabilmek için de yaşamın bütününü görebilmek gerekiyor. Yani mesele ‘Polyannacılık’ yaparak sadece olumlu şeyleri görme, olumsuzluklara gözleri kapama meselesi değil. Bütünü görmek, bütün içerisindeki çelişkiyi, o çelişkinin doğuracağı değişimi görmek lazım. O değişimdeki olumluluğu yakalamak lazım…

 

Bardağın dolu tarafını görmek gibi…

 

Geride bıraktığımız 2016’ının son ayı bu açıdan kendi adıma son derece olumlu geçti diyebilirim. Yukarıda anlatmaya çalıştığım ‘pozitif bakış’ı bu süreçte kazandım.

‘Günaydın efendi..’ diyenleriniz olduğunu tahmin ediyorum.

Haklısınız da. Lakin hiçbir şey için geç kalınmış değil aslında. Yaşamımdaki ‘keşke’lerin yerini ‘iyi ki’lerle doldurmaya başladım bile.

 

Örneğin, uzun zamandır terk ettiğim kitap okuma alışkanlığıma geri döndüm. Üstelik bu güne kadar  -nedense- hiç okumadığım kişisel gelişim kitaplarına merak saldım. Evet itiraf ediyorum, hiç okumamıştım.

Demek ki kendimi yeterli görmüşüm bu güne kadar.

Oysa ne büyük yanılgıymış…

Anladım.  Egolarım yok sanardım, varmış, anladım…

Yaşadığım olumsuzluklar, hayatımdaki güzellikleri gölgede bırakmış, unutturmuş, bunu farkettim…

 

Ve bunları fark etmemle birlikte çok uzun zamandır içinde olduğum depresif psikolojiden arındım. Daha bir çok yenilikleri soktum hayatıma.

Bu yenilikler yeni bir çevre, yeni dostluklar kazandırdı ve kazandırmaya devam ediyor. Merhaba dediğimiz yeni yıla şimdi çok daha umutlu bakabiliyorum. Çünkü yeni yılın yeni güzellikler getireceğine inanıyorum.

 

Üzerimdeki ‘karamsarlık’ örtüsünü kaldırmada bana önayak olan, içimdeki diğer ‘ben’i ortaya çıkaran çok değer verdiğim sevgili hocam, arkadaşım Sema Veltan Bilgin’in, yılbaşı öncesi sosyal medya hesabında paylaştığı ve çok hoşuma giden ifadeyi ben de sizlerle paylaşmak istedim. Şöyle demişti Sema hanım;

 

“Mesele yeniyıl değil; mesele yeni SİZ... Siz kendinizi yenilemedikten sonra yeni yılın hiçbir önemi yok.”

 

Ne kadar doğru bir tespit değil mi?..

Öyleyse yapmamız gereken öncelikle bu. Yeni yılın güzellikler getirmesi, hayatımızdaki artıların yükselmesi için ilk hamleyi biz yapmalıyız. Önce kendimizi yenilemeliyiz.

Unutmayın dostlar, hiçbir şey için geç kalmış değilsiniz…

 

Sağlık, huzur, mutluluk dolu, sevinçlerin yoğun yaşandığı ve tüm arzuların gerçekleştiği bir yıl diliyorum…