Türkiye İstatistik Kurumu (TÜİK), Mayıs 2025 dönemine ilişkin enflasyon verilerini yayımladı. Açıklanan rakamlar, enflasyonun manşet düzeyde yavaşladığını gösterse de, detaylı incelendiğinde fiyat artışlarının hâlen yaygın bir eğilim sergilediği görülüyor. Özellikle mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış göstergeler, ekonomideki temel fiyatlama davranışlarının güçlü şekilde devam ettiğini ortaya koyuyor.

MEVSİM VE TAKVİM ETKİSİ NEDİR, NEDEN ARINDIRMA YAPILIR?

Öncelikle kavramları netleştirelim:

Mevsim etkisi, yılın belli dönemlerinde ortaya çıkan düzenli fiyat değişimlerini ifade eder. Örneğin, yazın sebze-meyve bolluğu nedeniyle fiyatlar düşerken, kışın yükselebilir.

Takvim etkisi ise ayların uzunluğu, bayram günleri gibi takvime bağlı etkilerden kaynaklanan oynamaları kapsar.

Bu tür etkilerden arındırılmış veriler, ekonomideki gerçek fiyat hareketlerini daha sağlıklı biçimde analiz etmeyi mümkün kılar. Yani geçici ya da dönemsel oynaklıklar dışında kalan kalıcı ve yapısal fiyat artışları böylece daha net görülür.

MANŞET ENFLASYON GERİLEDİ AMA ÇEKİRDEK BASKI SÜRÜYOR

TÜİK verilerine göre, tüketici fiyat endeksi (TÜFE) Mayıs ayında aylık bazda yüzde 1,53 arttı. Bu, önceki aylara göre sınırlı bir yükselişe işaret ederken, yıllık enflasyon oranı yüzde 35,41’e gerileyerek son 42 ayın en düşük seviyesine ulaştı. Ancak bu düşüşte, geçen yılın aynı döneminde yaşanan yüksek fiyat artışının yarattığı baz etkisi de önemli rol oynadı.

Öte yandan, manşet veriler dışında kalan ve ekonomideki kalıcı fiyat dinamiklerini yansıtan özel kapsamlı göstergelerdeki artışlar dikkat çekici. Mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış genel TÜFE, mayıs ayında yüzde 2 oranında yükseldi. Bu oran, resmi manşet TÜFE artışının üzerinde bir gerçekleşmeye işaret ediyor.

ENFLASYONUN ÇEKİRDEK DİNAMİKLERİ: HİZMETLER VE GIDA DIŞI MALLAR ÖNE ÇIKIYOR

Özel kapsamlı göstergelere daha yakından bakıldığında, ekonominin farklı alanlarındaki fiyat baskıları net biçimde görülüyor:

GÖSTERGE TANIMI AYLIK DEĞİŞİM (%)

Genel TÜFE (arındırılmış) 2,00

İşlenmemiş gıda, enerji, içki, tütün ve altın hariç (B göstergesi) 2,09

Enerji, gıda, içecek, içki, tütün ve altın hariç (C göstergesi) 2,25

Özellikle C göstergesindeki %2,25’lik artış, fiyat artışlarının geçici değil, yapısal unsurlardan beslendiğini düşündürüyor. Kur geçişkenliği, maliyet baskıları ve talep unsurları, bu gruptaki fiyatların güçlü kalmasına yol açıyor.

Alt kalemlerde de dikkate değer hareketlilikler söz konusu:

Hizmet grubu fiyatları: %2,58 ile en yüksek artışı gösterdi. Bu grup içinde kira, ulaştırma, turizm ve lokanta-otel gibi kalemler ön planda. Bu da iç talebin hâlâ canlı olduğunu ve maliyet geçişlerinin sürdüğünü gösteriyor.

Enerji fiyatları: %2,15 yükseldi. Akaryakıt ve doğalgaz gibi kalemlerdeki ayarlamalar etkili oldu.

Gıda ve alkolsüz içecekler: %1,57 oranında arttı. Mevsim etkilerinden arındırılmış olmasına rağmen, kuraklık, taşıma maliyetleri ve üretici fiyatlarındaki yükseliş bu grubu etkilemeye devam ediyor.

Enerji ve gıda dışı mallar: %1,70’lik artış göstererek dayanıklı tüketim ürünleri ve giyimde fiyat baskılarını yansıtıyor.

GENEL GÖRÜNÜM: YILLIK ORAN DÜŞTÜ AMA AYLIK BASKILAR SÜRÜYOR

Yıllık TÜFE’nin 42 ayın en düşük seviyesine inmiş olması olumlu bir gelişme gibi görünse de, fiyat artışlarının çekirdek bileşenlerinde hâlâ canlı olması, para politikasının dikkatli yürütülmesi gerektiğini ortaya koyuyor. Özellikle hizmet grubu başta olmak üzere fiyat artışlarının yayılan ve kalıcı bir niteliğe büründüğü görülüyor.

Bu nedenle, manşet enflasyondaki yavaşlamaya rağmen, mevsim ve takvim etkilerinden arındırılmış verilere bakıldığında, enflasyonla mücadelede henüz istenen kalıcı sonuçlara ulaşılamadığı anlaşılıyor. Göstergeler, iç talepteki direnç, kur etkileri ve hizmet maliyetlerinin henüz yeterince dizginlenemediğini ortaya koymakta.

ZAFER ÖZCİVAN

Ekonomist-Yazar

[email protected]