Pazardaki, marketteki sebze ve meyvelerdeki fiyatların yüksekliği görülünce bir kesim hemen “Hal Yasası” ndan dem vurmaya başlıyor. Bir kesimde bu sesin sahiplerine uyum sağlıyor. Bu uyumun daha da sesli olması için bazı TV ve gazetelerde devreye giriyor.

Sanılıyor ki “Hal Yasası”ndaki değişiklikler ile piyasalarda fiyatlar düşecek, herkes memnun olacak.

Ben böyle olacağına inanmıyorum. Sorunun ilgili Yasa’daki değişiklik ile çözüleceğini düşünmüyorum.

Fiyatların düşmesi için dört gözle beklenen Hal Yasası’ndaki değişiklikler Ticaret Bakanlığı tarafından görüşlere açılmış.

Yapılması planlanan değişikliklerden birisi de üreticiden, üretici örgütlerinden ürün alınmasının zorunlu olacağıymış. Bunun belli bir oranı da var ve %20’yi geçmeyecek şekilde üreticilerden ürün alınması planlanıyor.

Bunun amacı ne? Üretici ile tüketici arasındaki fahiş fiyatlamayı düşürmek.

Mevcut halde üreticiden ürün alınmıyor mu? Ve bu oran ne kadar?

Hem zincir marketler hem de yerel büyük marketler üreticiden zaten doğrudan ürün temin ediyor. Bu çözüm olsaydı fahiş fiyatın önüne geçilebilirdi.

Üreticiler zararına satış yaptığında, üreticinin zararı da önlenebilirdi. Bu olmuyor. Şu anda üreticiden 5 liraya alınan biber pazarda, markette veya diğer satış yerlerinde kaç liraya satılıyor bakmak gerekiyor.

Fahiş fiyatın önüne geçmek ya da üreticinin zarar etmesini önlemek istiyorsak masa başı kararlar yerine çiftçinin içinden, köylerden, kırsallardan konuya bakmak gerekiyor.

Diyelim ki pazarda karpuz 30 lira, yerel markette de 30 lira civarında, zincir markette de aynı durumda. Bunun 29.9 lira olması ya da 30.9 lira olması farklılığın sağlandığı anlamına gelmiyor.

Peki bu satışı yapanlar karpuzu nereden alıyorlar?

Bir kısmı toptancı hallerinden, bir kısmı çiftçinin tarlasından, bir kısmı ise marketin kapısına kadar getiren üreticiden alınıyor. Eee fiyatlar neden farkı değil?

Bu arada üretici birliklerinden ürün alınması öngörülüyorsa, üretici birlikleriyle ilgili Yönetmeliğin de düzenlenmesi gerekiyor. Üretici birliklerinin aktif olması için, ticaret yapılabilmesi için mutlaka değişikliklere ihtiyaç var. Ziraat Odaları daha aktif olmalı.

Hepsinden önemlisi diğer sektörlerde olduğu gibi DENETİM mekanizması çalışmalı.

Ve denetim denilince doğrudan çiftçiye gelinmemeli.

Tarım sektörünün hukuki işleyişi de düzenlenmeli. Burada da çiftçi üzerinden düzenlemeye başlamak hatalı olur.

Sektörün içine girip kazanan sektör dışındaki aktörlere bakınca çiftçi adına içim burkuluyor. Ne yapayım, niyetim kötü değil ama hissiyatım bu.