Çok klasik gelecek ama başlıktaki deyim günümüzde hala çok geçerli…

Günümüz siyasetinde ne yazık ki bu durum ‘kötü bir gelenek’ haline geldi. Siyasiler alkışlamayı, takdir etmeyi, hakkı sahibine teslim etmeyi sevmiyor…

Biri iyi bir şeyler yaptı mı mutlaka altında bir ‘hinlik’ aranıyor. Çekememezlik, kıskançlık, hırs, hazımsızlık almış başını gidiyor. ‘Kutuplaştıran siyaset’ anlayışı düşmanlıkları körüklüyor…

Siyaset öyle bir hale geldi ki, iktidarda olan ne yaparsa yapsın muhalefet nezdinde ‘yanlış’ kabul ediliyor.  İşte belediyelerin hali ortada. Hep söyledim, söylüyorum; Antalya özellikle merkezde belediyecilik adına şanslı bir dönem yaşıyor. Büyükşehir başta olmak üzere bilhassa Muratpaşa ve Kepez belediyeleri ülke geneline örnek teşkil edecek yatırımları, hizmetleri birbiri ardına gerçekleştiriyor. Belediye başkanları öyle ‘kapı duvar’ insanlar değil. Makamlarında oturmayı sevmeyen, sürekli halkın içinde olan, ‘halk adamı’ profili çizen insanlar…

Gönüllerde taht kuruyorlar ama siyaset çevrelerinde yerden yere vuruluyorlar…

Büyükşehir Belediye Başkanı Menderes Türel buna en somut örneklerden biri. Gerek ilk başkanlığı döneminde, gerek şu an yürüttüğü ikinci dönemde Antalya’ya yaptığı yatırımlar, verdiği hizmetler saymakla bitmiyor. Antalya’ya kabuk değiştiren onca icraata rağmen ‘siyasi husumet’ hep devrede. Muhalefet, yaptığı hiçbir şeyi beğenmiyor, kara çalıyor…

Bir başka örnek Muratpaşa Belediye Başkanı Ümit Uysal. Çıkın sokağa kime sorarsanız sorun verdiği hizmetlerden ve sıcak/samimi tavırlarından sitayişle bahsediyor. Ama siyasetçiler sevmiyor. Kendi partisinden dahi ciddi muhalefet yapanlar var. Nemalanamayan, istediğini yaptıramayanlar karalama, çamur atma yolunu seçiyor…

Keza Kepez Belediye Başkanı Hakan Tütüncü de aynı kaderi yaşayanlardan. Antalya’nın varoşu denilen Kepez’i Türkiye’nin en modern, en yaşanabilir kentlerinden biri haline getiren Tütüncü, sadece Kepezlilerin değil tüm kentin en sevilen başkanlarından. Ama gelin görün ki, ‘siyasi husumet’ onun da yakasını/peşini bırakmıyor. Ağzıyla kuş tutsa bu kesime yaranamıyor. Dokuma gibi kentin en sorunlu bölgesini bugün dillere desten bir eğlence, dinlence alanı haline getiren, bir kültür-sanat merkezine dönüştüren ve bunu kentin tüm dinamikleriyle ‘ortak akıl’ oluşturarak yapan bir başkan eller çatlayıncaya kadar alkışlanması gerekirken hala bir takım zavallılar öküz altında buzağı arıyor…

Yani sözün özü; Meyve veren ağaç taşlanıyor…

Ha bu hastalıklı kesim halkta karşılık görüyor mu, görmüyor. Mesaisinin neredeyse tamamını sokakta, halkın arasında geçiren Tütüncü gittiği her yerde ‘sevgi çemberine’ alınıyor.

Dün, meslektaşım Teslime Tosun, Başkan Tütüncü’yle bir röportaj gerçekleştirmiş ve milletvekilliği ile ilgili düşüncesini sormuş. O da, milletvekilliğini düşünmediğini, Kepez için daha hayalleri olduğunu söylemiş. Ben Kepezlilerin bu yanıttan mutlu olduklarını ya da olmaları gerektiğini düşünüyorum. Çünkü bugün Kepez eğer Antalya’nın mutena bir bölgesi haline gelmişse, yaşanılabilirlik seviyesi tavan yapmışsa bu tamamıyla Hakan Tütüncü’nün eseridir. Böyle bir başkana sahip olmak ise Kepezliler için büyük şanstır.