Geçtiğimiz Çarşamba günü Karaman’da bir kömür ocağında su kaynağının patlaması sonucu meydana gelen baskında 18 işçi yerin 450 metre altında mahsur kaldı.

O işçilerden halen haber yok.

Umutlar her geçen saat azalıyor.

Devlet bütün olanaklarını seferber etti. Tabi her zamanki gibi olay yaşandıktan sonra!

Mahsur kalan işçilerden sevindirici haberi beklerken önceki gün yeni bir faciayla uyandık.

Acı olay bu kez Isparta’nın Yalvaç ilçesinden geldi.

Elma toplamaya giden işçileri taşıyan midibüsün şarampole devrilmesi sonucu tam 17 kişi yaşamını yitirdi. Onlarcası da yaralı.

Bu iki olay arasında bazı benzerlik var.

En önemli benzerlik patronun daha fazla para kazanma hırsı.

Karaman’da meydana gelen kazada iddiaya göre işçiler yerin altında değil de üstünde yemek yemiş olsalardı bu felaket yaşanmazdı.

İşçiyi köle gibi gören zihniyet, daha fazla para kazanmak için işçiye yerin yüzlerce metre altında yemek yemesini uygun görmüş. Kısacası biraz daha cebini doldurmak için bunu yapmış.

Yalvaç’taki olay da aynı.

Burada da patron 24 kişilik araca 46 kişi bindirtmiş. İşçiler iki araçla gönderilmiş oysaydı bu acı olayın yaşanmayacağı belirtiliyor. Ama hiç olur mu? Patronun cebinden neden daha fazla para çıksın. Nede olsa işçiler zorluğa alışık. Birkaç saatlik yola üst üste de gidebilirler!

Maalesef son yıllarda Türkiye’de iş kazaları çoğaldı. Ölen öldüğüyle kalıyor, onları ölüme sürükleyen ise para cezalarıyla kurtuluyor.

Bu böyle deva ettiği sürece modern kölelik düzeni devam edecek, anaların gözyaşı dinmeyecek, çocuklar babasız-annesiz büyüyecek.

Tüm bunlara sebep olan patron ise bir süre gözlerden uzak kalacak, sonra da haksızlığa ve hukuksuzluğa maruz kalan işçinin yakınlarına biraz para vererek işin içinden sıyrılacak.

Artık buna bir dur demenin zamanı geldi. Yapan yaptığıyla kalmamalı. Bunu da engelleyecek olan devlettir. Hem de hiç zaman kaybetmeden.