Antalyaspor, inişli çıkışlı bir grafik çizse de Süper Lig takımı olduğunu futbol camiasına kabul ettirdi.
Kırmızı-beyazlı ekip, son yıllarda mali anlamda çok yol kat etti.
Onursal Başkan Menderes Türel zamanında yapılandırılan vergi borcu 6 yıldır kesintisiz olarak ödeniyor.
Sigorta primleri sekteye uğramıyor.
Eski yöneticilerin beceriksizliği nedeniyle ayağı top görmeden giden futbolculara milyonlar ödendi, borç sıfırlandı.
Bu süre zarfında alınan oyuncuların tümünün transfer ücreti, prim ve aylıkları ödendi. Kimsenin alacağı yok.
Yiyecek ekmek, içecek su bulamayan personele maaşları ufak tefek aksaklıklar haricinde zamanında ödeniyor.
Özetle, ödemeler konusunda bir sıkıntı yok. Bugün Türkiye’nin en güvenilir kulüpleri arasına girdik. Düne kadar “Antalyaspor’dan kimseyi görmek istemiyorum” diyenler bile kulüple ticari ilişkiyi geliştirmek için sıraya girmiş vaziyette. Futbolcular buraya gelmek için fiyatlarında büyük indirimlere gidiyor.
İşte tüm bu başarının mimarı kuşkusuz Başkan Hasan Akıncıoğlu ve yönetimidir. Göreve geldiklerinde mali portrede doğru bir politika yürütüp, 5 yıllık hedefi tutturdular. Kulübü ekonomik anlamda düzlüğe çıkarıp, diğer takımlar tarafından örnek alınmasını sağladılar. Bunlar yapılanlar.
Peki bundan sonra ne yapılmalı, nasıl bir yol izlenmeli?
Tabi ki mali konular yine bir disiplin içinde yürütülmeli.
Ancak sportif başarı artık masada olmalı.
Gelecek sezon en azından ilk 8 içinde olacak bir kadro oluşturulmalı. Birkaç yıl içinde ise Avrupa Kupaları’nda mücadele edecek bir ekip yaratılmalı.
Tribünlere taraftar çekecek kaliteli ve başarılı futbolcular alınmalı.
Altyapıya daha büyük önem verilmeli ve Antalyalı gençlere odaklanmalı.
Katkı sunan yeni yöneticiler bulunmalı.
Takım ile kenti birleştirmeli.
En önemlisi küskün taraftarı tribüne çekmeli. Kavga ve gürültü değil, el ele veren bir camia olunmalı.
Yukarıda dile getirdiğim konuların artık zamanı gelmiştir. Yönetimden bu yönde çalışma yapmasını bekliyorum. Bu yapıldığı takdirde çok daha güçlü bir Antalyaspor ortaya çıkacaktır.