Geçtiğimiz günlerde bir rüya gördüm.
?Hayırdır inşallah? diyerek yatağımdan fırlamışım.
Rüya buya.,
Yeni yapılan çok katlı bin binayı 4 arkadaş geziyoruz. Her ne kadar 4?ncü kişiyi hatırlayamıyor olsam da, 3 kişiden birisi benim.
Binayı ben, Menderes Türel ve Ali Tongülüs ile geziyoruz. En üst kata geldiğimizde etrafa bakınırken, Türel binadaki kendi odasına geçtiği sırada, yerdeki ıslak zemini görmeyerek benim aniden ayağım kayıyor. Ve merdiven boşluğuna doğru düşüyorum ki, son anda bir refleksle plastik boruya tutunuyorum. Tongülüs?e ?Elimi tut ağabey? diyorum, ?Beni de aşağıya düşürürsün? diyerek elini vermiyor. Kendi çabamla tutunduğum plastik boru sayesinde yukarıya çıkabiliyorum.
Rüya buya, etkisinden uzun süre kurtulamadım.
En iyi rüya tabircilerine bile danıştım.
** ** **
Biz gazeteci milleti kendimizi anlatma yarışına girmeyi ne kadar çok sevdiğimizi bilir misiniz?
Hatta ispatı için yüreğimizi ortaya koymaktan bile çekinmeyiz.
?Bugünlük sıra bende? demeyeceğim çünkü hiç niyetim yok.
Ne var ki, ?Dünya Basketbol Şampiyonası?nı TV?den izlerken yüreğim sızlıyor? bile demekten geri durmayız.
Olmayan şey sızlar mı?
Diyelim ki azıcık da olsa var, ama yürek sızlamaz ki!..
Halen gurup müsabakaları devam eden Basketbol Şampiyonası?nın bir ayağı Antalya?da yapılacaktı ama, Büyükşehir Belediye Başkanı Mustafa Akaydın?ın siyasi inadı yüzünden yapılamadı.
Antalya ayağı Kayseri?ye kaydı.
Kaysın.,
Diyarbakır, Hakkari,Van, Mardin nasıl Türkiye?nin bir parçasıysa, Kayseri de aynı.
Ha Antalya?da yapılmış ha Kayseri?de!..
Hatta önceki gün akşam Türkiye-Porto Riko karşılaşmasını izledim, ?Vay be. Bu maçlar Antalya?da da yapılacaktı ancak, sırf Akaydın yüzünden yapılamadı? gibi bir düşünce aklımın ucundan bile geçmedi!.
Unuttum yahu.
Tatlı bir hayaldi, mazide kaldı.
Salon için düşüncelerim böyle.
Ama stat konusunda aynı fikirleri taşıyor değilim.
Hoş.,
Benim ne fikri taşıdığım çobanın bile umurunda değil de, Mardan olayına ilk günden bu yana karşıyım.
Öncelikle Antalyaspor kendi evinde oynamıyor da ondan.
Deplasmana gidilir gibi Mardan Stadı?na gidilip, maç oynanıyor.
Son Trabzon karşılaşması için adam oğluna arabayı vermiş. Kendi kendine, ?Maç 21.00?da başlıyor. Bitiş saati 23.00?ü bulur. Eve gelişi de 23.30.?
Başlamış beklemeye.
23.45 olmuş meraklanma duygusunda hareketlenme olmuş..
Saatler 24.00?ü gösteriyor oğlan görünürlerde yok. Arabayı mı daha çok düşünüyor, yoksa oğlanı mı o da belli değil de. Sorsan oğlanı diyeceği kesin, ama mal canın yongası.
24.45?te oğlan kapıyı çalmış. Annesi açmış. ?Nerdesin oğlum bu saate kadar? diye sormuş, ?Anne stada elektrikler kesildi. 40 dakika sonra ancak gelebildi? cevabı verince.,
Diğer odada konuşmaları dinleyen babanın siniri tavan yapmış.
Aklından geçen, ?O güne kadar yalan nedir bilmeyen oğlan, bu yalana neden gereksim duymuştu.?
Mardan gibi dünya standartlarında olduğu iddia edilen bir stadın 40 dakika elektriği mi kesilirmiş!..
20 yaşına kadar tiske vurmadığı evladını yalanından dolayı dövesi gelmiş.
Sabah kalkmış, eve gelen gazetelere göz attığında birde ne görsün, Mardan Stadı?nda gerçekten elektrik kesintisi olmuş ve oğlan doğru söylüyormuş.
Ne yürekmiş!..
Vedat Gürhan
Yorumlar
Trend Haberler

Ali Yılmaz’ın tüm mal varlığına el konuldu

Meğer Narenciye’yi Karabulut almış!

Ali Yılmaz dahil 8 kişi cezaevine gönderildi

Antalya’nın köklü kuyumcusu sessizce kapandı: Gökhan Böcek yaktı ve kaçtı

Ali Yılmaz gözaltında

Yapay zeka terapi yerine geçemez: Empatiyi sadece taklit eder